- Babam çiftçiydi, o dönemin de önder çiftçilerinden olduğunu söyleyebilirim. Ziraat Fakültesini tercih etmemde en büyük etken de rahmetli babamdır. 1987 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesini bitirdim. Yüksek Lisansımı Tekirdağ Ziraat Fakültesinde tamamladım. 3 yıl Tarım İlçe Müdürlüklerinde geçici işçi olarak görev yaptım. 3 yıl süresince hep aklımda Zirai İlaç, Gübre ve Tohum Bayisi açarak tarım sektörüne hizmet vermek vardı. 3 yılın sonunda cesaretimi toplayarak hayalimi gerçekleştirdim. Hayalimin peşinden koşmayıp devlet memuru olarak hayatıma devam edebilirdim, ancak tarıma olan sevdam memuriyeti tercih etmeme engel oldu.
- Ziraat Mühendisliğine ilk başladığım yıllarda bölgemizde atadan kalma yöntemlerle kuru tarım yapılıyordu ve bu yüzden buğday ve ayçiçeği ekilişlerinde verimler oldukça düşüktü. Teknoloji geliştikçe tarımsal üretim yapmak kolaylaştı. Düşünün şimdi 1 gram ilaçla 1000 metrekare alan ilaçlıyorsunuz. Üreticiler kazansın, sorunsuz üretim yapsınlar diye çok fedakarlık yaptım. Kendimden ayrı öğretim üyelerini de çiftçilerin yanına götürüyor, yeni üretim tekniklerini anlattırıyorum. Bilgilerimizden faydalan çiftçi kardeşlerimiz, sorunsuz üretim yapıp yüksek rekoltelere ulaşmaktadır.
- Bizim dönemimizdeki Ziraat Mühendisliği eğitimi ile şuan ki eğitim çok farklı. Biz eğitim dönemimizin yarısını arazide geçirdik. Şimdi bakıyorum, araziye ayak basmadan mezun olan Ziraat Mühendisleri var. Bizler masada duramayız, işimiz masa başı değil. Tarım işçisiyiz bir yerde. Arazide hastalığı, zararlıyı takip etmemiz gerekiyor. Yeni nesil mühendislerin tarım bilgisinin üzülerek %20 olduğunu söyleyeceğim. Çok fazla Ziraat Fakültesi bulunmaktadır ülkemizde. Bunların yarısının kapatılması ve uygulamalı eğitim verilmesi büyük önem arz etmektedir.
Tarım sektöründe yol gösterici, yüksek katma değerli çözümler sunan ve en önemlisi de üreticilerin güven duyduğu isim olarak öne çıkıyor Sayın Mustafa Anbarcı. 34 yıldır tarımla iç içe olan, çiftçilerin yeni üretim teknikleriyle tanışmasını sağlayan Sayın Anbarcı, bilgi ve tecrübesiyle çiftçilerin hayatını kolaylaştırıyor. Üreticiler kazansın, sorunsuz üretim sezonu geçirsin diye gecesini gündüzüne katan Trakya Tarımsal Ticaret Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Mustafa Anbarcı ile tarım sektöründeki 30 yılı aşkın deneyimini, mühendislik çözümlerini ve geleceğe dair hedeflerini konuştuk.
Sayın Mustafa Anbarcı, Edirne’nin Keşan ilçesinde tarıma yön veriyor. Sahibi olduğu Trakya Tarımsal Ticaret’in merkezi Keşan’da olsa da Trakya’da tarım denilince akla gelen isim olarak dikkat çekiyor. Çocukluğundan beri tarımsal üretimin içinde yer alan Sayın Anbarcı, hep hayalini kurduğu Ziraat Mühendisliği unvanına 1987 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesini bitirerek kavuşuyor. Bununla yetinmeyip Tekirdağ Ziraat Fakültesinde Yüksek Lisans da yapan Sayın Anbarcı’nın tarımsal üretime katma değer sağlaması bu süreçten sonra başlıyor. Sayın Anbarcı, “Babam çiftçiydi, o dönemin de önder çiftçilerinden olduğunu söyleyebilirim. Ziraat Fakültesini tercih etmemde en büyük etken de rahmetli babamdır. 1979 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesini bitirdim. Yüksek Lisansımı Tekirdağ Ziraat Fakültesinde tamamladım. 3 yıl Tarım İlçe Müdürlüklerinde geçici işçi olarak görev yaptım. 3 yıl süresince hep aklımda Zirai İlaç, Gübre ve Tohum Bayisi açarak tarım sektörüne hizmet vermek vardı. 3 yılın sonunda cesaretimi toplayarak hayalimi gerçekleştirdim. Hayalimin peşinden koşmayıp devlet memuru olarak hayatıma devam edebilirdim, ancak tarıma olan sevdam memuriyeti tercih etmeme engel oldu. 20 metrekarelik küçük bir dükkanda iş hayatıma başladım. Köy köy gezerek yeni tohum, gübre ve ilaçlarının tanıtımını yaptım, çiftçilerin yeniliklerle buluşmasını sağladım. Basamakları tek tek atlamak kolay olmadı, yalnız hayaller büyük olunca ve tarımı sevince belli seviyeye ulaşılıyor” ifadelerini kullanıyor.
Teknolojiyi çiftçilerle buluşturmada bayilerin çok büyük katkısı var
Sayın Anbarcı, hep yenilikleri takip edip, çiftçilere ulaştırmış. “Teknolojiyi çiftçilerle buluşturmada biz bayilerin çok büyük katkısı var” diyen Sayın Anbarcı, şöyle devam ediyor: “Ziraat Mühendisliğine ilk başladığım yıllarda bölgemizde atadan kalma yöntemlerle kuru tarım yapılıyordu ve bu yüzden buğday ve ayçiçeği ekilişlerinde verimler oldukça düşüktü. Teknoloji geliştikçe tarımsal üretim yapmak kolaylaştı. Düşünün şimdi 1 gram ilaçla 1000 metrekare alan ilaçlıyorsunuz. Üreticiler kazansın, sorunsuz üretim yapsınlar diye çok fedakarlık yaptım. Kendimden ayrı öğretim üyelerini de çiftçilerin yanına götürüyor, yeni üretim tekniklerini anlattırıyorum. Bilgilerimizden faydalan çiftçi kardeşlerimiz, sorunsuz üretim yapıp yüksek rekoltelere ulaşmaktadır. 34 yıldır tarım sektörünün içindeyim. Geçmiş yıllarda bu kadar hastalık ve zararlı yoktu. Uluslararası firmaların üstün nitelikli ürünleri – Sumi Agro da bunların içinde – hem bizim hem çiftçilerin hayatını kolaylaştırdı.”
Sektördeki sorunların çözümü için herkes elini taşın altına koymalıdır
Türkiye’nin yıllardır tarım politikasının olmadığını üzülerek dile getiriyor Sayın Anbarcı. Popüler tarım politikalarının bir kenara bırakılarak acilen ayağı yere basan politikalara geçilmesi gerektiğini kaydeden Sayın Anbarcı, “Gerçekçi politikalarla tarım sektöründe yaşanan sorunların üstesinden gelineceği bir gerçektir. Bunun yanında olması gereken karekod sistemi uygulamaya geçti. Ben bu sistemin uygulanmasının destekçisiyim, ancak alt yapısı zayıf sistemin. Daha çok fayda sağlayacağımız bir sistem kurulması daha iyi olacaktır. Tarım Bakanlığı, sen bu sistemi kullanmak zorundasın diyor, tamam kullanalım ama alt yapısı daha güçlü olsun, sorunlar yaşamadığımız bir sistem kurulsun herkes rahat etsin. Şu da var, hep devlet mi suçlu? Devlet elinden gelen desteği tarıma sağlıyor, yeterli mi, değil. Bizlerin de tarımın tüm paydaşları olarak elimizi taşın altına koyması, her şeyi devletten beklememesi gerekiyor. Özellikle çiftçilerimiz bilinçli, ziraat mühendislerinin önderliğinde üretim yapmalı, atadan kalma yöntemleri bırakmalı, yüksek verim ve rekolteyi sağlamalıdır” şeklinde konuşuyor.
Zirai İlaç, Gübre ve Tohum bayilerinin tahsilat sıkıntısı yaşadığının da altını çizen Sayın Anbarcı, “Eminim sadece bölgemizde değil tüm Türkiye’de bu sıkıntı var. Faizler çok yüksek olduğundan çiftçi bayiye olan borcunu getirmiyor, bankada değerlendiriyor. Biz tarımın en önemli koluyuz, mağdur olmayı hak etmiyoruz” diyerek bayilerin yaşadığı tahsilat sıkıntısına da dikkat çekiyor.
Ziraat Fakülteleri çok büyük değer, ancak sayıları fazla
Sayın Mustafa Anbarcı, tarımın bir ülkenin en hayati ve stratejik sektörü olduğuna vurgu yapıyor. Böylesine önemli bir sektörde Ziraat Mühendislerinin kutsal bir görev yaptığını belirten Sayın Anbarcı, Ziraat Fakültelerinin çok büyük bir değer olduğunu, ancak sayısının fazla olduğunu kaydediyor. Araştırmacı, uygulamaya ağırlık veren, donanımlı Ziraat Mühendisi mezun eden Ziraat Fakültelerine ihtiyaç olduğunu söyleyen Sayın Anbarcı, konuşmasına şöyle devam ediyor: “Bizim dönemimizdeki Ziraat Mühendisliği eğitimi ile şuan ki eğitim çok farklı. Biz eğitim dönemimizin yarısını arazide geçirdik. Şimdi bakıyorum, araziye ayak basmadan mezun olan Ziraat Mühendisleri var. Bizler masada duramayız, işimiz masa başı değil. Tarım işçisiyiz bir yerde. Arazide hastalığı, zararlıyı takip etmemiz gerekiyor. Yeni nesil mühendislerin tarım bilgisinin üzülerek %20 olduğunu söyleyeceğim. Çok fazla Ziraat Fakültesi bulunmaktadır ülkemizde. Bunların yarısının kapatılması ve uygulamalı eğitim verilmesi büyük önem arz etmektedir. Ama genç Ziraat Mühendisi kardeşlerim yılmasınlar, çok çalışsınlar, kendilerine yatırım yapsınlar. Sorunlarını çözecek olan yine kendileridir.”
Sumi Agro, Japon teknolojisine sahip ürünleriyle kalıcı ve güçlü çözümler üretiyor
Sayın Mustafa Anbarcı’nın Sumi Agro ile olan iş ortaklığı uzun yıllara dayanıyor. Sumi Agro’yu, “Çok değerli, çok kıymetli bir firma” diye tanımlayan Sayın Anbarcı, şu ifadeleri kullanıyor: “Sumi Agro, çeltik herbisitleri Yokuzuna ve Hokuto gibi Japon teknolojisine sahip ürünleriyle kalıcı ve güçlü çözümler üretiyor. Her yıl portföylerine kattıkları üstün nitelikli yeni ürünlerle hem bizlerin hem çiftçilerin hayatını kolaylaştırıyor. Sumi Agro denilince aklıma; güven, benzersiz çözümler ve uzmanlık geliyor.”