Hastalık ve Zararlı Kontrolünde Yeni Bir Dönem: E-Burun Teknolojisi

Değerli Okurlarımız,

Tarım sektörünün sorunlarını, ihtiyaçlarını iyi analiz ederek sayfalarına taşıyan, sektöre ürün ve hizmet sunan firmaların çözümlerini paylaşan harmanTIME Dergimizin 132. sayısıyla sizlerleyiz. Zamanında zirai mücadele, doğru ve hızlı tanı & teşhis ile yapıldığında hem bitki koruma ürünlerinin pazar ömürlerini uzatmak, hem dayanıklılık ve direnç yönetimini iyileştirmek, hem de gıda güvenliği açısından çok kritik bir öneme sahiptir. Ayrıca, tarımda sürdürülebilirlik açısından olmazsa olmazların başında gelmektedir. Bu bağlamda E-Burun teknolojisi erken uyarı ve tahmin sistemlerine entegre edilerek çok daha başarılı bir Entegre Kontrollü Ürün Yönetimi (EKÜY) pratikte işlerlik kazandırılabileceği yapılan çalışmalarla gösterilmiştir. Bu ayki yazımızda da tarımla uğraşan birçok ülkede başarı ile uygulanan E-Burun teknolojisindeki mantık, etkili olduğu hastalık ve zararlılar ile sensörler hakkında ayrıntılı bir derleme ile karşınıza çıkıyoruz. Son yıllarda da ülkemizde araştırıcıların ilgisini çekmeye başlayan E-Burun teknolojisi birçok çalışmaya konu olmaya başlamıştır. Bu teknoloji, firmaların kurtarıcısı olabilir. Özellikle hastalık ve zararlılar ile biyolojik mücadelede kullanılan bitki koruma ürünlerinin tam zamanında uygulanmasının çok büyük önemi bulunmakta ve çok yakın gelecekte başta Organik Tarım ve İyi Tarım Uygulamaları yapan üreticilerimiz, firmalar ve sektör açısından E-Burun ve benzeri teknolojilerin kullanımı kaçınılmaz olacaktır. Yeni sayımızın kapak konusu, “Zirai Mücadelede Yeni Bir Dönem; Yapay Zekâ Destekli E-Nose Teknolojisi”.   

Buğday çeşitli toprak türlerinde yetişebilir ancak genellikle iyi drenajlı, tınlı ve nötr pH’lı toprakları tercih eder. Toprak, besin ve su açısından buğdayla rekabet edebilecek yabani otlardan ve bitki artıklarından arındırılmış olmalıdır. Beslenmede insanların tükettiği tüm kalorilerin en az %20’sinin buğdaydan sağladığı tahmin edilmektedir. Tahıl içerikli gıdalardaki karbonhidratlar vücudumuz için gerekli enerjiyi sağlamaktadır. Buğdayda verim potansiyeli ve kalitesi, buğdayın üretiminin yapıldığı çevre ile genetik potansiyeli tarafından belirlendiği gibi kültürel uygulamaların da etkisi çok fazladır. Tahıllarda ıslah çalışmalarında değişen çevre koşullarına uygun yeni çeşitlerin geliştirilmesi için çalışmalar devam etse de iklim değişikliğinden dolayı çevre verim ve kaliteyi belirlemede daha fazla belirleyici olmaktadır. “Tahıllarda Ekim Zamanının Bitki Gelişme Dönemlerine Etkisi ve Azaltılmış Toprak İşleme Yöntemleri”ni Sayın Dr. İrfan Öztürk yazdı.  

Ülkemizin topraklarının çoğunlukla killi yapıda olması, organik madde düzeyinin %0,5-1 gibi yetersiz düzeyde olması, kireç oranının yüksekliği, yağış azlığı gibi sebepler, ülkemizde bitki beslemenin temel sorunlarını oluşturmaktadır. Toprağın verimli olması için organik madde düzeyinin %3 ve 4 seviyelerinde olması arzu edilir. Toprağı zenginleştirmek üzere, yerinde büyütülmüş, gelişmelerinin belirli bir dönemini tamamlayan yeşil aksamı bol olan bitkilerin sürülerek toprağa karıştırılması yeşil gübreleme olarak tanımlanmaktadır. Bu amaçla kullanılan bitkilere yeşil gübre bitkileri denilmektedir. Yeşil gübreleme dediğimizde baklagil kökenli bitkilerin en fazla azot biriktirdiği çiçeklenme döneminde, sürülerek toprak altına getirilmesi olayıdır. Bitkiler için en önemli minerallerden biri olan azotu sağlamanın ve topraklarımızın yapısını iyileştirmenin en etkili yollarından biri yeşil gübrelemedir. Esas olarak toprakta gerekli organik maddeyi sağlamak amacıyla yetiştirilen bitkilerin gelişmelerinin belli bir devresinde ve henüz yeşil iken sürülerek, toprak altına getirilmesidir. Sayın Ziraat Müh. Kurban Nedret, “Meyve Bahçelerinde Yeşil Gübreleme” başlıklı makalesinde, yeşil gübre bitkilerinin yararlı etkilerini anlatıyor.

Türkiye, dünyada birçok üründe olduğu gibi armut üretiminde de ilk sıralarda gelmektedir. 551 bin 086 ton ile dünya armut üretiminde 4. sırada bulunan ülkemiz, maalesef ihracatta aynı başarıyı gösterememektedir. Armut ihracatında ilk 10’a dahi giremememize neden olarak kalıntı sorunu gösterilmektedir. Dünya’da ve Türkiye’de armut üretimi, ihracatı, ithalatı, üretimde ve ihracatta yaşanan sıkıntılar “ARMUT” dosyamızda. 

132. sayımızın içeriğinde birçok makale, güncel ve sektör haberleri, röportajlar ile infografikler olacak. Mart sayısında görüşmek umuduyla; hepinize bereketli işler, huzur dolu, aydınlık günler dilerim…   

Önceki yazı
Tarıma yön veren, yüksek katma değerli çözümler sunan, çiftçilerin hayatını kolaylaştıran isim: MUSTAFA ANBARCI
Sonraki yazı
DEPREM BÖLGESİNDEKİ ATIL TARIM ARAZİLERİ FİDE VE TOHUM DESTEĞİYLE ÜRETİME KAZANDIRILIYOR

Bizi Takip Edin

E-Bülten

E-Mail Bültenimize Abone Olun Olup Bitenlerden İlk Sizi Haberdar Edelim.

Lütfen geçerli bir e-posta adresi girin.
Menü