Fuarlar kent ekonomisinin gücüne güç katar cümlesini sıklıkla dile getiririm. Yalnız, Almanya’nın Hannover kentinde düzenlenen EuroTier Hayvancılık ve Bio Enerji Fuarı’nı gördükten sonra bu cümleyi her fırsatta dile getirmeye karar verdim. İlk defa bir kentin nüfusu kadar ziyaretçinin fuarı ziyaret ettiğine şahit oldum. Tüketilen gıdayı, suyu, fuar alanına ulaşmak için alınan metro bilet sayısını, otellerde boş oda, uçaklarda boş koltuk bulunamadığını duyunca hayret ettim. Neydi dünyayı EuroTier fuarına çeken cazibe?
Genel Yayın Yönetmenimiz Sayın Arif Temiz ile birlikte, 2 yılda bir yapılan, bu yıl 15-18 Kasım tarihleri arasında düzenlenen EuroTier Hayvancılık ve Bio Enerji Fuarı’nı gezmek için Atatürk Havalimanı’ndan Hannover’e gittik. 15 Kasım sabahı yaklaşık 3 saatlik uçuşla Hannover’e ulaştık. Almanya bizden iki saat geride olduğundan fuarın başlama saatinde Hannover’de idik. Kentte bizi soğuk ve yağmurlu bir hava karşıladı. Daha havalimanında Hannover’in bol yağış alan bir coğrafi alan içerisinde olduğunu öğrendik.
Otele doğru giderken kentin idari yapısını inceleme imkanı buldum. Hannover, Almanya’nın Aşağı Saksonya (Niedersachsen) eyaletinin başkentidir. Nüfusu 515.000’in üstündedir. Oldukça geniş yeşil alanlara ve parklara sahip olan kent, aynı zamanda Almanya’nın en büyük fuar kentidir. Hannover, Almanya’nın kuzeyinde yer almaktadır. Vadi üzerine kurulu şehir tamamen dümdüzdür, bu yüzden çok sayıda bisikletli görmek mümkün sokaklarında.
27 hollük bir fuar
Otele yerleştikten sonra fuara gitmek için yola koyulduk. Hannover’de ulaşım sistemi çok gelişmiş olduğundan istenilen yere çok kısa zamanda ulaşmak mümkün. Özellikle raylı sistem kentin her tarafına gidiyor, fuar alanı dahil. Metroya binerken ilginç bir durumla karşılaştım, istasyonda ne güvenlik vardı ne de biletlerimizi okutacağımız sistem. Buna rağmen herkes bilet alıyordu, metroya biletsiz binen hiç kimse yoktu. Otelimizin bulunduğu An der Strangriede’den, Messe’ye 20 dakikada vardık.
Fuar alanına geldiğimde, “Çok büyük bir fuar, içeri girmek çok zaman alacak” diye düşünürken, daha kapıda güler yüzlü bir karşılama ile kayıt yaptırdım ve çok geniş bir fuayeden içeri girdim. Fuaye o denli büyük ve düzenliydi ki hiç kimse beklemiyor ve anında fuara giriş yapabiliyordu. Hani yukarıda, neydi dünyayı EuroTier’e çeken cazibe diye sormuştum, ilk cevabı bu, tertip, düzen ve hiçbir sıkıntı ile karşılaşılmaması. Fuar haritasını aldım ve nereden gezmeye başlayacağıma karar veremedim. Tam 27 tane hol vardı. Kafanızda büyük bir şey canlandırmak için şöyle açıklayayım holleri. Türkiye’deki en büyük tarım ve hayvancılık fuarını düşünün. EuroTier’deki her bir hol, bizim en büyük tarım ve hayvancılık fuar alanımız kadar. Holler arası geçişleri gezerek yapmak mümkün değil, bu sebeple otobüslerle holler arası geçiş yapıyorsunuz.
150 ülkeden 2500’ün üzerinde katılımcı
DLG Fuarcılık tarafından düzenlenen EuroTier Hayvancılık ve Bio Enerji Fuarı, dünyanın en büyük tarım fuarı olarak biliniyor. Tam 150 ülkeden 2500’ün üzerinde firma fuara katılım sağlamış. Hayvancılıkla ilgili son teknolojiler, ilaç teknolojisi, biyogaz tesisleri, suni tohumlama ve hayvan gen ırklarını korumaya yönelik çalışmalar fuarda yer aldı.
Türkiye’de yapılan fuarlardaki gibi gövde gösterisi yok firmaların. Herkes tamamen ziyaretçilere yenilikleri ve ürünlerini tanıtmakla meşgul. Burada şunu söylemeden de geçemeyeceğim. Hiçbir stantta hostes yok. Biz fuarlarımızda hostes meselesini iyice abarttık. Tarımın T’sini bilmeyen hanımefendileri standın baş köşesine oturtup ilgi çekmeye çalıştık. EuroTier’de ise tamamen mühendisler ve işin uzmanları stantlarda. Öyle ki birçoğu tulum giymiş, hayvan ırklarını ve yaptıkları çalışmaları anlatıyor.
Fuarda en büyük ilgi farklı hayvan ırklarınaydı. Çok çeşitli küçük ve büyükbaş ırklar, görünüşleriyle ziyaretçilerin ilgi odağı oldu. Biq Dutchman adlı bir yumurta firması da ziyaretçilere turuncu yumurta ziyafeti çekti. Bu ziyafete katılan biri olarak yumurtanın tadını beğendiğimi söyleyebilirim.
61 Türk firması fuara katıldı
EuroTier’e, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı dahil 61 Türk firması da katılım sağladı. Tüm firmalarımızı gezdim ve fuarın nasıl geçtiğini sordum. Hepsi memnuniyetini dile getirdi. Firmalarımız yeni iş bağlantıları kurdu, daha fazla ihracat yapma şansı yakaladı EuroTier’de. Böylesine büyük bir organizasyonun içinde yer aldıkları ve Türk bayrağını fuarda dalgalandırdıkları için ben de kendilerine ayrı ayrı teşekkürlerimi sundum.
Fuarın çıkış saatine yakın beni bir telaş sardı, bu kadar insan fuar alanını nasıl terk edecek diye düşündüm. Fuar bitti ve alandan çıkmalar başladı. Öyle bir alt yapı var ki fuarda, ne metro önünde, ne otobüs durakları önünde, ne de otopark çıkışlarında en ufak bir kuyruk oluşumu yok. Türkiye’de fuar alanlarına girip çıkmak eziyettir hepinizin malumu olduğu üzere. Ancak Hannover’de eliniz cebinizde rahatça çıkabiliyorsunuz fuar alanından.
Hedef Antalya’da EuroTier gibi fuar yapmak
Peki, böyle bir fuar Türkiye’de yapılamaz mı? DLG Fuarcılık Türkiye Genel Müdürü Sayın Onur Kiraz, bunun için çalıştıklarını söyledi. Antalya’da, Animal Antalya’yı organize ettiklerini belirten Sayın Kiraz, “Antalya bir cazibe merkezi. Tüm dünyadan bu kentimize uçuş var. Bu sebeple Antalya’da, EuroTier benzeri bir fuar organize ediyoruz. Antalya’da hayvancılık mı var, orada bu fuarı yapıyorsunuz diye soranlar oluyor. Bu soruyu soranlara Hannover’i işaret ediyorum. Hannover bir hayvancılık kenti olmamasına rağmen böylesine devasa bir fuara ev sahipliği yapıyor. Biz de Antalya’yı, Hannover gibi fuar merkezi yapmayı hedefliyoruz. Umarım yakın zamanda Animal Antalya’yı büyütür ve EuroTier kapsamında bir fuar organize ederiz” diye konuştu.
Sadece fuar süresi boyunca 22 bin ton patates tüketilmiş Hannover’de. Bu kısa notu da paylaşmak istedim sizinle. Fuarda çok sayıda yenilik vardı, ancak bunlar yazmakla bitmeyeceği için size tavsiyem 2 yıl sonra yapılacak EuroTier fuarına gitmek için şimdiden rezervasyon yaptırın.