Bilgisiyle, tecrübesiyle, özverili ve başarılı çalışmalarıyla tarım sektöründe iz bırakan isim; SEHER DOĞAN

  • Tesadüfler bazen insanı başka noktalara getirebiliyor. Üç yıl kesme çiçek sektöründe çalıştım. Bu üç yıl içerisinde üretim, paketleme, zirai ilaç, gübre uygulamalarını tecrübe ettim. Daha sonra Antalya’nın Aksu ilçesinde Zirai İlaç bayinde çalışmaya başladım. 2007 yılında eşim Ziraat Mühendisi Süleyman Doğan ile birlikte şu anda faaliyet gösteren zirai ilaç bayimiz Candoğan Tarım’ı kurduk. Eşim Süleyman Doğan ve Oğlum Ahmetcan Doğan fide-tohum-arge ıslah sektöründe Fidesan-Seraseed markasıyla hizmet vermektedir. Aktif olarak bayimizde üç ziraat mühendisiyle hizmet vermekteyiz.
  • Ben işini severek yapan birisiyim. İşini severek yapan her kişi, yaşanan dezavantajları avantajlara çevirebilir. Ben sabrederek, doğru, verimli çalışarak her türlü zorlukların üstesinden geldim. Bu sektörde kadın çalışanın olmasının en büyük avantajı dükkânın tertipli ve düzenli olmasıdır. Çalışma ortamı düzenli olunca başarı otomatikman gelmektedir.
  • Sektörde çalışan kadın sayısının giderek artması güzel bir durum. Özellikle ziraat mühendisliğinin erkeklere has bir meslek olmadığının göstermesi açısından önemli. Bizde işe alımlarda kadınlara öncelik veriyor, onlara her türlü konuda yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bence tarım sektöründe kadınların özellikle de işveren kadınların sayısının mutlakta artması gerekiyor. Türkiye’de azimli, istekli birçok kadın var. Onların sektöre, üretime katılmaları şart.
  • Türkiye’de, tarımda en büyük sorun maalesef girdiler. Biz en büyük sıkıntıyı girdi maliyetlerinde yaşıyoruz. Girdilerin yüksekliğinin yanında yetiştirdiğimiz ürünleri gerçek değerinden satamamamız da çok büyük problem yaşatıyor. Bizim için işin en zevkli kısmı, bitkiyi yetiştirip, pazara en iyi şekilde sunmak. Ancak tüm bunların sonucunda elimize geçen para, masrafları çıkarttığımızda bir hiçe dönüşüyor. Hem üreticiler hem de biz bayiler bu nedenlerden dolayı zorluk çekmektedir.  

Kadınların gücünü, azmini, yeteneğini, başarı hikayesiyle en iyi şekilde yansıtan isimdir Sayın Seher Doğan. Tarımsal üretimde sürdürülebilirliğin sağlanmasında, üretimde verim ve kalitenin artmasında 30 yıldır çiftçinin zihin haritası olan Sayın Doğan, mesleğini büyük bir aşkla yapıyor. Özellikle yeni üretim teknolojilerinin çiftçilerle buluşmasında büyük rol oynayan Sayın Doğan, ziraat mühendisliğinin erkeklere has bir meslek olmadığının da bir göstergesidir. Antalya’nın Aksu İlçesinde bulunan Candoğan Tarım sahibi Sayın Seher Doğan’ı bu ayki sayımıza konuk ederek, tarımdaki başarı hikayesini, kadının gücünü ve sektörün sorunlarını konuştuk.

  • Seher hanım, bizi misafir ettiğiniz için çok teşekkür ederiz. Sektörümüzde sizin gibi iz bırakan başarılı kadınların yer alması memnuniyet verici. Bize öncelikle kendinizden ve sektördeki kariyer yolculuğunuzdan bahseder misiniz? Nereden mezunsunuz, kaç yıldır tarıma katma değer sağlıyorsunuz? 

Öncelikle kıymetli derginize beni konuk ettiğiniz için teşekkür ederim. 1972 yılında Isparta’da doğdum. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimimi Isparta’da tamamladım. Tarımı çok sevdiğim için hep Ziraat Mühendisi olma hayalim vardı. 1990 yılında Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri bölümüne girerek bu hayalimi gerçekleştirdim. Üniversite eğitimim dönemimde kesme çiçekçilik alanında çalışmaya başladım. 1994 yılında mezun oldum ve profesyonel kariyer yolculuğum sektörde başladı. Tesadüfler bazen insanı başka noktalara getirebiliyor. Üç yıl kesme çiçek sektöründe çalıştım. Bu üç yıl içerisinde üretim, paketleme, zirai ilaç, gübre uygulamalarını tecrübe ettim. Daha sonra Antalya’nın Aksu ilçesinde Zirai İlaç bayinde çalışmaya başladım. 2007 yılında eşim Ziraat Mühendisi Süleyman Doğan ile birlikte şu anda faaliyet gösteren zirai ilaç bayimiz Candoğan Tarım’ı kurduk. Eşim Süleyman Doğan ve Oğlum Ahmetcan Doğan fide-tohum-arge ıslah sektöründe Fidesan-Seraseed markasıyla hizmet vermektedir. Aktif olarak bayimizde üç ziraat mühendisiyle hizmet vermekteyiz.  

  • Örtü altı üretimin merkezi olan Antalya’da faaliyet gösteriyorsunuz. Tarımın merkezi Aksu’ya katkılarınız nelerdir?

Antalya’da tarımın merkezi Aksu’da Candoğan Tarım olarak, üreticilere zirai ilaçların doğru yerde ve doğru zamanda kullamını anlatarak, onları biliçlendirerek tarım sektörüne katkı sağlıyorum. Sektöre başladığımda bir elin parmağını geçmeyecek sayıda kadın ziraat mühendisi bulunmaktaydı. Geçen 30 yıl içerisinde kadın ziraat mühendisleri olarak sektörün her alanında faaliyet göstererek başarılı işlere imza attık. Zirai ilaç bayimde ve sera üretim alanımda kadın çalışanlara istihdam oluşturmaya çalışmaktayız.

  • Zirai İlaç Bayiliğinde kadın olmanın avantajları ve dezavantajları nelerdir?

Öncelikle ben işini severek yapan birisiyim. İşini severek yapan her kişi, yaşanan dezavantajları avantajlara çevirebilir. Ben sabrederek, doğru, verimli çalışarak her türlü zorlukların üstesinden geldim. Bu sektörde kadın çalışanın olmasının en büyük avantajı dükkânın tertipli ve düzenli olmasıdır. Çalışma ortamı düzenli olunca başarı otomatikmen gelmektedir.

  • Gerek üreticilik gerek sektörün diğer alanlarında çalışan kadın sayısı giderek yükseliyor. Bu artışın erkek egemenliğindeki tarım seköründe nasıl bir değişim yaratacağını düşünüyorsunuz?  

Sektörde çalışan kadın sayısının giderek artması güzel bir durum. Özellikle ziraat mühendisliğinin erkeklere has bir meslek olmadığının göstermesi açısından önemli. Bizde işe alımlarda kadınlara öncelik veriyor, onlara her türlü konuda yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bence tarım sektöründe kadınların özellikle de işveren kadınların sayısının mutlakta artması gerekiyor. Türkiye’de azimli, istekli birçok kadın var. Onların sektöre, üretime katılmaları şart. Bunun yolu da birbirimize destek olmaktan geçiyor. Sektörün diğer ayağında sahada çalışan kadınları da desteliyorum. Bu anlamda kadınlardan yana taraf tuttuğumu söyleyebilirim.

  • Ülkemizde çok sayıda Ziraat Fakültesi açıldı ve her yıl binlerce mezun veriliyor. Geleceğin Ziraat Mühendisleri doğal olarak iş kaygısı yaşıyor. Genç Ziraat Mühendislerine başarılı olmaları için ne tavsiye edersiniz?

Sektöre yeni başlayacak ziraat mühendisi meslektaşlarıma bir iki nasihatim olacak. Öncelikle yabancı dil bilmelerini, hatta iki-üç dil öğrenmelerini tavsiye ediyorum. İşlerini severek sabırla planlı bir şekilde yapmalı ve deneyimli meslektaşlarının, büyüklerinin önerilerini dinlemelidirler.

  • Tarım sektörünün kritik ve en önemli halkalarından birinde yer alıyorsunuz. Kendi pencerenizden baktığınızda, Türkiye’de zirai ilaç ve gübre bayilerinin yaşadığı en büyük problemler sizce neler?  

Türkiye’de, tarımda en büyük sorun maalesef girdiler. Biz en büyük sıkıntıyı girdi maliyetlerinde yaşıyoruz. Girdilerin yüksekliğinin yanında yetiştirdiğimiz ürünleri gerçek değerinden satamamamız da çok büyük problem yaşatıyor. Bizim için işin en zevkli kısmı, bitkiyi yetiştirip, pazara en iyi şekilde sunmak. Ancak tüm bunların sonucunda elimize geçen para, masrafları çıkarttığımızda bir hiçe dönüşüyor. Hem üreticiler hem de biz bayiler bu nedenlerden dolayı zorluk çekmektedir. Bizler zirai ilaç bayi olarak sektöre emeğimiz çok fazla. İşin asıl odak noktasında biz varız. Üreticiler seralarında bir sorunla karşılaştığında bir örnek numune alarak direk bize başvuruyorlar. Bu anlamda üreticiler, en doğru bilgiyi ve çözümü zirai ilaç bayilerinden alabileceklerini biliyorlar. Fakat bayiler bu anlamda üreticilere bu kadar destek verirken üreticiler, bayileri finans ve ödeme konusunda son halka olarak görüyor. Bu finans sorunundan ötürü bayiler verdikleri emeklerin karşılıklarını doğru zamanda alamamaktadır.

  • Türk tarımında sürdürülebilirliği nasıl sağlayabiliriz?

Kurucumuz, Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, “Milli ekonominin temeli tarımdır”. Bu düşünceden asla ayrılmamalıyız. Bizler ziraat mühendisleri olarak planlı, doğru zamanda, doğru ürün ile üretim yapan, gereksiz su tüketiminden kaçınan, zirai ilaç ve gübreleri doğru yöntemle uygulayan, gelişen teknoloji ve inovasyonları takip eden, Atalarımızdan miras kalan toprakları bilinçli kullanan, düzgün ve verimli gıda üreten mühendisler olarak üreticilere ve yeni nesile sürdürülebilir bir tarım bırakmamız gerekmektedir.

  • Tarım firmalarıyla sürekli irtibat halindesiniz. Firmalarla olan ilişkiniz nasıl? Firmaların üreticilere yaklaşımlarını, teknik destekleri ve ürün kalitesini yeterli buluyor musunuz?

Bayimizde ürün çeşitliliğine önem vermekteyiz. Tarım firmalarının yüzde 85-90’ıyla yakın bir iletişimimiz var. Distribütörlerle de çalışmakla birlikte ilk etapta büyük çapta ana firmalarla çalışmaktayız. Bizler üretici ile firma arasındaki bağlantı noktasıyız. Bu noktada Sumitomo ile başlayan Sumi Agro ile devam eden güzel bir iş birlikteliğimiz devam etmektedir. Sumi Agro bize yenilikler hakkında destek olmaya devam etmektedir. Yeni çıkan ürünlerin tanıtımını yaparak bizlere uygulamaları konusunda fırsat ve destek veriyorlar. Bölgemiz şartlarında kurşuni küf ve külleme sorunlarına Aphet isimli fungisitleri ile çare bulduk. Çağın sorunu olan Tuta absoluta için çözümü Stopmate isimli feromonları ile bulduk. Çiftçilere Stopmate ürününün tanıtımı ve uygulaması için sektörde emeğimiz çoktur.  Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.  Sumi Agro ailesine Mospilan’dan bu zamana yaşattıkları dostluk ve birliktelik için teşekkürlerimi sunarım.

Önceki yazı
Kiraz ihracatı 209 milyon dolara ulaştı
Sonraki yazı
İklim Değişikliği İle Mücadelede Tarımın Geleceği

Bizi Takip Edin

E-Bülten

E-Mail Bültenimize Abone Olun Olup Bitenlerden İlk Sizi Haberdar Edelim.

Lütfen geçerli bir e-posta adresi girin.
Menü