Bilgi ve tecrübesiyle tarımda iz bırakan, çiftçilere yenilikçi çözümler sunan iş insanı: FARUK KURT

  • Tarımı, üretimi çok seviyorum. Tarımsal üretimde çok farklı sorunlar mevcut. Üretici olarak sorunlara hep çare aradım, araştırdım, kendimi geliştirdim. Çevreme, bölgedeki çiftçilere faydalı olmak adına 2014 yılında Diyar Tarım’ı kurdum. Şuan hem 300 dekar arazide tarımsal üretim yapıyorum, hem de kuru tarım yapan üreticilerimize yönelik faaliyet gösteriyoruz. 70 bin dönüm kadar arazide çiftçilerimize çözüm üretiyoruz. 
  • Bölgemizde su yetersizliğinden dolayı kuru tarım yapılmaktadır. Şuan Silvan Barajı projesi var. Bu proje faaliyete geçer ise 2 buçuk milyon dekara yakın arazi suya kavuşacak. Su ile birlikte çiftçinin verimi artacak ve istihdama önemli katkısı olacak. Kuru tarım yaparak buğdayda ortalama dekara 400 kg ürün alıyoruz. Su geldiğinde verimin 700 kg’a kadar çıkacağını öngörüyoruz.
  • Tarımda çözülmesi gereken çok fazla sorun var. En önemlisi şu ki, devlet çiftçisine değer vermelidir. Çiftçiler birçok zorluğa rağmen üretimden kopmuyor, tarıma katma değer üretiyor. Bu sebeple çiftçiler olması gerektiği gibi desteklenmelidir. Günümüzde mazot ve gübre fiyatlarının yüksekliği çiftçilerimizin belini büküyor. Mevsimsel şartlardan dolayı rekolte düşüklüğü yaşandığında çiftçi maliyetini dahi kurtaramıyor. Bu sezon bölge pamuk üreticileri maliyetlerini karşılayamadılar. Bir ülkede tarıma hak ettiği destek verilirse, o ülke kalkınmada rekor kırar.
  • Ziraat mühendisliği insanların gıda ihtiyacını karşılayan tek meslek dalıdır.  Bir üretici ve işveren olarak yeni mezun Ziraat Mühendisleri arkadaşlarıma şunu söylemek isterim, tarımı sevsinler. İşlerini aşkla yapsınlar. Böylece hem kendilerini geliştirecekler hem de çiftçilere, ülke ekonomisine katkı sağlamış olacaklar. ‘İşsiz kalacağız’ korkusuna kapılmasınlar. Önemli olan mesleklerini sevmeleri, eğitimlerini en iyi şekilde tamamlamaları ve kendilerini iş hayatına hazırlamaları.

Tarım sektöründe liderlik, girişimcilik, doğru bilgi ve itibar çok değerlidir. Sayın Faruk Kurt, bu özellikleri ile Diyarbakır tarım sektöründe öne çıkan bir iş insanı. Bilgi ve tecrübesiyle bölge tarımında iz bırakan Sayın Kurt, çiftçilerin yüksek verim almaları için başarılı çözümler üretiyor. Su yetersizliğinden dolayı kuru tarım yapılan bölgede yenilikçi çözümlerle etkin rol oynayan Diyar Tarım Sahibi Sayın Faruk Kurt’u bu ayki sayımıza konuk ettik.

Sayın Faruk Kurt’tan tarımı dinlerken, ilham almamak elde değil. Öyle ki çocukluğundan beri üretimle iç içe olmasının verdiği bilgi birikimi ve tecrübe sayesinde tarımı bilen ve sektörü çok yakından tanıyan Sayın Kurt, yenilikçi fikirleriyle bölge tarımına yön veriyor. Hem çiftçi, hem iş insanı, hem de bir tarım sevdalısı olan Sayın Kurt, Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü mezunu. Bölge tarımında yapılan yanlış uygulamalara son vermek ve çiftçilere daha kazançlı tarım yaptırmak için Zirai İlaç Gübre ve Tohum Bayii açmaya karar veren Sayın Kurt, 2014 yılında bu hayalini gerçekleştirmiş. Sayın Kurt, Diyar Tarım’ın kuruluş hikayesini şöyle anlatıyor: “Aileden çiftçiyiz. Tarımı, üretimi çok seviyorum. Tarımsal üretimde çok farklı sorunlar mevcut. Üretici olarak sorunlara hep çare aradım, araştırdım, kendimi geliştirdim. Çevreme, bölgedeki çiftçilere faydalı olmak adına 2014 yılında Diyar Tarım’ı kurdum. Şuan hem 300 dekar arazide tarımsal üretim yapıyorum, hem de kuru tarım yapan üreticilerimize yönelik faaliyet gösteriyoruz. 70 bin dönüm kadar arazide çiftçilerimize çözüm üretiyoruz. 6 bin dönüm de pamuk yetiştiriciliği yapan üreticim bulunmaktadır.”  

Su ile beraber tarımsal üretimde müthiş rekolteler gerçekleşeceğini düşünüyorum Sayın Faruk Kurt, kuru tarım yapılan bölgede fikirleriyle fark yaratıyor ve yüksek rekolte sağlıyor. Sulu tarım ile bölge tarımının çağ atlayacağını vurgulayan Sayın Kurt, “Bölgemizde su yetersizliğinden dolayı kuru tarım yapılmaktadır. Şuan Silvan Barajı projesi var. Bu proje faaliyete geçer ise 2 buçuk milyon dekara yakın arazi suya kavuşacak. Su ile birlikte çiftçinin verimi artacak ve istihdama önemli katkısı olacak. Kuru tarım yaparak buğdayda ortalama dekara 400 kg ürün alıyoruz. Su geldiğinde verimin 700 kg’a kadar çıkacağını öngörüyoruz. Son yıllarda iklim değişikliği etkileri bölgemizde de kendini gösterdi. Özellikle kar yağmaması haşere popülasyonunda artışa neden oldu. Ancak topraklarımız tam anlamıyla suya kavuşmadığından organik madde miktarında azalış yok. Çok verimli topraklara sahibiz. Su ile beraber tarımsal üretimde müthiş rekolteler gerçekleşeceğini düşünüyorum. Tabi sulama yapılırken de doğru sulama çok önemli. Vahşi sulama yapıldığında toprakta organik madde oranında kayıp meydana gelmektedir. Bu sebeple sulama ile alakalı çiftçilerimizin bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Bunun yanında “toprak ne istiyor?”, üreticilerimize bunu öğretmeliyiz. Burada toprak analizinin önemi ortaya çıkıyor. Tabi bu, sadece bizim çalışmalarımızla olmuyor. Devlet doğru zamanda, doğru miktarda gübre, ilaç uygulamaları hakkında çiftçilere yönelik eğitici çalışmalar yapmalıdır” ifadelerini kullanıyor.

Çiftçiye ne kadar imkan sağlarsanız üretim o kadar artar

Buğday, arpa, pamuk, mercimek ve karpuz Sayın Faruk Kurt’un başarılı çözümler sunduğu ürünler. Kendisi de buğday, arpa ve mercimek yetiştiriciliği yapıyor. Özellikle coğrafi işaretli Diyarbakır karpuzu ile mercimeğe değinen Sayın Kurt, iki ürünün ekim alanında düşüş olduğuna dikkat çekiyor. Sayın Kurt, şöyle devam ediyor: “Mercimek Türk tarımı açısından çok önemli bir üründür. Katma değeri yüksektir. 90’lı yıllara kadar ülkemiz üretiminde liderdi, ancak bunu Kanada’ya kaptırdık. Geçmişte olduğu gibi lider konuma gelmek için mercimek üretimi desteklenmelidir. Çiftçi desteklenmez ise üretim artmaz. Çiftçiye ne kadar imkan sağlarsanız üretim o kadar artar.”

Girdi maliyetleri düşürülmelidir

Sayın Faruk Kurt, hep çiftçiyi, onların alın terinin karşılığını nasıl alacaklarını düşünüyor. Sayın, Kurt, çiftçilerin hak ettiği geliri elde etmeleri için yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor: “Tarımda çözülmesi gereken çok fazla sorun var. En önemlisi şu ki, devlet çiftçisine değer vermelidir. Çiftçiler birçok zorluğa rağmen üretimden kopmuyor, tarıma katma değer üretiyor. Bu sebeple çiftçiler olması gerektiği gibi desteklenmelidir. Günümüzde mazot ve gübre fiyatlarının yüksekliği çiftçilerimizin belini büküyor. Mevsimsel şartlardan dolayı rekolte düşüklüğü yaşandığında çiftçi maliyetini dahi kurtaramıyor. Bu sezon bölge pamuk üreticileri maliyetlerini karşılayamadılar. Bir ülkede tarıma hak ettiği destek verilirse, o ülke kalkınmada rekor kırar. Sanayisi de, savunması da, eğitimi de her şeyi gelişir. Türkiye’nin ana kalbi tarımdır. Maliyetler yüksek olduğundan bölge çiftçimizin ürettiği buğday, arpa, pamuk fiyatları yüz güldürmedi. Çiftçilerimiz ürün fiyatlarının artmasını beklemiyor, girdi maliyetlerinin düşürülmesini istiyor. Maliyetler düştüğü zaman ekonomiye ciddi katkı sağlanmış olacaktır. Örneğin, buğdaya 10 TL yerine 5 TL fiyat açıklayın, fakat mazot, gübre, tohum vs. girdi maliyetlerini düşürün hem çiftçi kazansın hem tüketici. Ürün fiyatları istediği kadar yüksek açıklansın bu maliyetlerle çiftçinin kazanması mümkün değil.”

Ziraat mühendisliği insanların gıda ihtiyacını karşılayan tek meslek dalıdır

Ziraat Mühendisliğinin çok güzel bir meslek olduğuna ve de önemine dikkat çeken Sayın Faruk Kurt, geleceğin mühendislerine başarılı olabilmeleri için şu altın önerilerde bulunuyor: “Ziraat mühendisliği insanların gıda ihtiyacını karşılayan tek meslek dalıdır.  Bir üretici ve işveren olarak yeni mezun Ziraat Mühendisleri arkadaşlarıma şunu söylemek isterim, tarımı sevsinler. Fakültelerde verilen eğitim hakkında çok konuşmaya gerek yok, kendilerini arazi gezerek geliştirecekler. Araziye neden çıktıklarını, neyin ne olduğunu detaylı incelesinler. İşlerini aşkla yapsınlar. Böylece hem kendilerini geliştirecekler hem de çiftçilere, ülke ekonomisine katkı sağlamış olacaklar. ‘Ziraat mühendisliği mezunu çok arkadaşımız var, işsiz kalacağız’ korkusuna kapılmasınlar. Her meslekte olduğu kadar bu meslek gurubunda da işsizlik var ama öyle abartıldığı kadar bir işsizlik yok. Önemli olan mesleklerini sevmeleri, eğitimlerini en iyi şekilde tamamlamaları ve kendilerini iş hayatına hazırlamaları.”  

Sumi Agro Türkiye çiftçilere güven veriyor

Sayın Faruk Kurt’un Diyar Tarım’ı büyütmesinde Sumi Agro Türkiye firması da önemli bir paya sahip. Sumi Agro Türkiye ile 2016 yılından buyana başarılı ve karşılıklı güvene dayanan iş ortaklıklarının bulunduğunu belirten Sayın Kurt, “Bayilere, yani bizlere oldukça destek veriyorlar, her daim arazide çiftçilerimizle birlikteler. Ürün kalitelerini, çözümlerini sorgulamak dahi yanlış olur. Tarım ilacından gübresine Sumi Agro Türkiye ürünlerinin kullanıldığı arazilerde çözüm alamadığımız yer yok. Kısaca söyleyebiliriz ki Sumi Agro Türkiye çiftçilerimize güven veriyor” diyerek sözlerini noktalıyor.   

Önceki yazı
Massey Ferguson, kişiye özel fabrika çıkışlı traktörler ile sektörde bir ilke imza attı!
Sonraki yazı
ADAMA, “MERHABA” kampanyasıyla yeni fungisitlerini konuşmaya devam ediyor…

Bizi Takip Edin

E-Bülten

E-Mail Bültenimize Abone Olun Olup Bitenlerden İlk Sizi Haberdar Edelim.

Lütfen geçerli bir e-posta adresi girin.
Menü