- Familya Tarım, 3 ortaklı bir oluşumdur; Ahmet Çay, Emre Dalgıç ve Osman Kondu olmak üzere. Ortaklarımla sektörden tanışıklığımız vardı. Hem Osman, hem Emre, hem de ben ağırlıklı teknik hizmet verdiğimiz için Aydın, Muğla bölgesinde çok yüksek bir çiftçi portföyümüz vardı. Bu potansiyeli nasıl değerlendirebiliriz diye düşünürken, 2016 yılında Familya Tarım’ı kurduk. Emre Dalgıç, mısır konusunda, Osman Kondu pamuk konusunda, ben ise zirai ilaç ve gübre kısmında çok iyi olduğum için başarılı bir oluşum gerçekleştirdik.
- Familya Tarım olarak perakende üzerine belirli bir alanda güçlenirken, felsefemiz hep firmalarla birlikte büyümek olmuştur. Firmaların desteği alınmadan bayiler bir yere kadar büyüyebiliyor. Şirketimiz en büyük sıçramasını 2018’den 2019’a geçiş döneminde yakaladı. Sumi Agro’nun üstün nitelikli çözümleri sayesinde gücümüze güç kattık. Aydın Söke’den Nazilli hattına kadar hizmet ağımız bulunmaktadır.
- Yeni mezun arkadaşlarımız bizimle çalışma imkanı buluyorlar. Familya Tarım olarak yoğun bir stajyer alımı yapıyoruz, bununla beraber kariyer günlerine katılarak ne yapmaları gerektiğini anlatıyoruz. Ziraat Mühendisliği ülkemizde ne yazık ki hak ettiği konumda değil. Ziraat Fakültesinden mezun çoğu arkadaşımız Ziraat Mühendisliği yapmıyor. Ziraat Mühendisi iş bulamaz gibi bir algı var, ancak ciddi bir Ziraat Mühendisi açığı var ülkemizde.
Murat PALABIYIK
Tarım sektöründe başarılı olmak için bilgi ve beceri yeterli olsa da fark yaratıp öne çıkmak yetenek gerektiriyor. Hem başarı, hem bilgi, hem beceri, hem yetenek, hem girişimcilik; bu özellikleri kendilerinde barındıran 3 ortak Ziraat Mühendisi var; Sayın Ahmet Çay, Sayın Emre Dalgıç ve Sayın Osman Kondu. Merkezi Aydın’da bulunan Familya Tarım’ın kurucuları olan bu 3 değerli isim, üreticilere sundukları çözümlerle dikkat çekiyorlar. Özellikle endüstri bitkileri üretiminde fark yaratan Sayın Çay, Sayın Dalgıç ve Sayın Kondu’yu bu ayki sayımıza konuk ettik.
Sayın Ahmet Çay, Sayın Emre Dalgıç ve Sayın Osman Kondu, tarım sektöründe ortaklık kültürünün en iyi örneklerinden. Hiç biri kendini patron olarak görmüyor. Yaptıkları iş bölümleriyle hep sahada çalışan, çiftçilerin tarımsal üretimde başarılı olup yüksek verim ve kaliteyi yakalamaları için kafa yoran 3 başarılı isimden biri olan Sayın Ahmet Çay, Familya Tarım’ın kuruluş hikayesini ve yaptıkları çalışmaları şöyle anlatıyor: “Familya Tarım, 3 ortaklı bir oluşumdur; Ahmet Çay, Emre Dalgıç ve Osman Kondu olmak üzere. 2004 yılı Trakya Üniversitesi Ziraat Fakültesi mezunuyum. Mezun olduktan sonra kısa bir süre Önder Çiftçi Projesinde görev aldım. Sonrasında gübre firması olan TIMAC AGRO’da 4 yıl çalıştım. 2 yılda Denizbank’ta Tarım Bankacılığı alanında çiftçilerimize hizmet ettim. Bankacılık alanında hizmet verirken sektöre hep geri dönmek hayalim vardı ve bu hayali gerçekleştirerek Monsanto firmasında işe başlayarak mısır tohumu ayağında 6 yıl faaliyet gösterdim. Ortaklarımla sektörden tanışıklığımız vardı. Hem Osman, hem Emre, hem de ben ağırlıklı teknik hizmet verdiğimiz için Aydın, Muğla bölgesinde çok yüksek bir çiftçi portföyümüz vardı. Bu potansiyeli nasıl değerlendirebiliriz diye düşünürken, 2016 yılında Familya Tarım’ı kurduk. Emre Dalgıç, mısır konusunda, Osman Kondu pamuk konusunda, ben ise zirai ilaç ve gübre kısmında çok iyi olduğum için başarılı bir oluşum gerçekleştirdik. Familya ismini özellikle koyduk. Hem bizim mesleğimizde familya latince bitki isimlerini adlandırdığı için hem de bir aile olgusunu ön plana çıkarmak için Familya ismini seçtik. 2016 yılında Aydın merkezde perakende kısmında çiftçilerimize bitki besleme, bitki koruma ve tohum gruplarıyla hizmet vermeye başladık. Piyasaya baktığımızda çok bayi arkadaşımız var ama dağınık durumdalar. Biz bu konuda kendimizi konumlandırmak istedik ve endüstri bitkilerinde uzmanlaştık. Familya Tarım’ın perakende kısmını endüstri bitkileri üzerine yoğunlaştırdık. Sebze ve meyve üzerine çok fazla çalışma yapmadık. Pamuk, mısır, buğday üzerine saha çalışmalarına ağırlık verdik. Şimdiye kadar yaklaşık 6 sezon bitirdik, şuanda ortalama 60 bin dekar pamuk alanında teknik hizmet veriyoruz. 150 bin dekar mısır alanına da hitap ediyoruz. Mısırın %90’luk bölümü silajlıktır. Bölgemizde pamuk birinci oldu, ikinci ürün olarak da silajlık mısır ön plandadır. Pamuğun son yıllarda gelirinin yükselmesi üretim alanın artmasına neden olmuştur.”
“Sumi Agro ile birlikte büyüyoruz” Familya Tarım, geçtiğimiz yıl perakendenin yanında toptancılığa da başlamış. 3 başarılı ortak, sağlıklı büyüme hedefi koyarak, Sumi Agro firması ile iş ortaklığı yapmış. Sayın Çay, bu süreç hakkında şu bilgileri veriyor: “Familya Tarım olarak perakende üzerine belirli bir alanda güçlenirken, felsefemiz hep firmalarla birlikte büyümek olmuştur. Firmaların desteği alınmadan bayiler bir yere kadar büyüyebiliyor. Şirketimiz en büyük sıçramasını 2018’den 2019’a geçiş döneminde yakaladı. Şöyle ki, bu dönemde pamuk üretimi bölgede ağırlıklıyken Yaprak bitinde büyük sorun yaşandı ve sonuca ulaşılamadı. Kullandığımız aktiflerden çözüm üretemediğimiz süreçte Sumi Agro firmasının TEPPEKI çözümünü kullandırttık. Sahada uygulama yaptığımız zaman inanılmaz bir etki ve fayda sağladı. Bu sayede Familya Tarım da yeni müşteriler kazandı. Şirketimize gelen çiftçiler, “siz bu sorunu çözüyormuşsunuz, sizinle çalışmak istiyoruz” dediler. O dönem 10 müşterimiz var ise 15’e çıktı. Sumi Agro bize bu anlamda çok büyük katkı sağladı. Sonrasında ilk elden kendileriyle çalışmak istedik, bizi kırmadılar ve bölgede birlikteliğimiz perçinleşmiş oldu. TEPPEKI, pamukta erime kuruma denilen kayıpları önleyen ALEXIN K çözümü, kırmızı örümcekte NISSOMITE, MOSPILAN 20 SP, bölgede en çok tercih edilen çözümlerdir. Bu ürünler sayesinde biz de Familya Tarım olarak gücümüze güç kattık. Aydın Söke’den Nazilli hattına kadar hizmet ağımız bulunmaktadır. Familya Tarım’ın perakende kısmından ayrı toptancı kısmı da var. Sumi Agro ile iş ortaklığımıza başladıktan sonra toptancılığa girme kararı aldık. Şuan 350 İlaç bayisine hizmet vermekteyiz. Bu kısımda 1 senelik geçmişimiz var, ama firma ile dayanışmayla büyüme hedefimiz var. Firmanın bizlere kattıklarıyla sağlıklı adımlarla büyüyoruz ve çok da iyi giden bir işimiz bulunmaktadır.”
“Pamuk tarla ürünleri arasında ciddi maliyetli bir üründür”
Sayın Ahmet Çay, stratejik ürün pamuğun ekim alanlarının artması gerektiğini, ancak geçtiğimiz yıl üreticisinin yüzünü güldürmediğini dile getiriyor. Sayın Çay, şöyle devam ediyor: “Pamuk üreticisi 2021 yılını inanılmaz karla kapattı. 6 lira bandında fiyat beklenirken dünya emtia fiyatının yükselmesi sonucu 13 liraya kadar ürün alıcı buldu. 2022 yılında da planlama buna göre yapıldı ve fiyatların 24 lira seviyesinde olması beklenirken, ne yazık ki hayal kırıklığı ile sonuçlandı. Sezon başında 20 lira bandında giden fiyat, hızlı bir düşüşle 12 liraya geriledi. Bu sebeple üreticilerimizin çoğu maliyetleri kurtarmaması nedeniyle ürünü emanete bıraktı. Fiyatlar beklentiyi bu yıl karşılamadı. Pamuk çiftçimizin bu yıl yüzünü güldürmedi diyebilirim. Pamuk tarla ürünleri arasında ciddi maliyetli bir üründür. Özellikle bölgemizde en büyük girdi maliyeti tarla icarlarıdır. 2021 yılında pamuk fiyatının sıçramasından sonra tarla kiralarında çok ciddi artış yaşandı. Burada kiralar pamuk üzerinden konuşulur. 1 dekar tarla kirası 110 kg pamuk iken, 250 kg’a kadar çıktı. Pamuk fiyatını 20 liradan hesaplar iseniz 5 bin liralık artış anlamına gelmektedir. Bunun dışında pamuk tohumunda enflasyona dayalı maliyet artışı yaşandı. Şuanda en uygun girdinin ilaç olduğunu söyleyebilirim. Gübrede, tohumda inanılmaz fiyat artışları görüyoruz. Toprak altı kompoze gübre fiyatları 250 lira bandında iken, 700 lira bandına çıkması maliyeti üçe katladı. Bölgemizde ilaç kullanımında bilinç arttı. Tekdüze ilaç kullanımı artık bitti. Doğru zamanda, doğru uygulamalar yapıldığından ilaç maliyeti de düşmüş oldu.”
“Türkiye’de kestane üretiminin en fazla yapıldığı il Aydın’dır”
Aydın’da iken kestane ve inciri konuşmadan olmazdı. Sayın Çay, özellikle kestanenin Bursa ismiyle anılmasından rahatsız: “Türkiye’de kestane üretiminin en fazla yapıldığı il Aydın’dır. Ne yazık ki bölgedeki sanayi kestaneyi işlemeye uygun olmadığı için Bursa’da işleniyor. Böylece kestane Bursa adıyla anılıyor. Son yıllarda kestanede Dal kanseri büyük sorun oluşturmaya başladı. Ağaçları kurutarak kestane varlığımızı bitiriyor Aydın’da. Bunun üzerine AR-GE çalışmaları yapılıyor, ama henüz kesin bir çözüm bulunmuş değil. Şuan kültürel önlemlerle sorunu çözmeye çalışıyoruz. Kuru incirde de Türkiye’de tek söz sahibi il Aydın’dır. İhracata büyük bir katkısı var. Yalnız net olmamakla birlikte, bölgemizde jeotermal tesisler arttığından incirde kalite düştü. İncir bölgemizin vazgeçilmezidir. İncirde Kabuklu Bit’e karşı alternatifi olmayan ADMIRAL 10 EC’yi kullandırtıyoruz. Bölgede 100 incir üreticisi var ise 95’i ADMIRAL’i bilir ve kullanır.”
“Ziraat Mühendisliği ülkemizde ne yazık ki hak ettiği konumda değil”
Sayın Ahmet Çay ve ortaklarının Familya Tarım’ı kurdukları günden buyana başarılı çalışmalara imza atmasının altında mesleklerine olan sevgileri yatıyor. Sayın Çay, Ziraat Mühendisi adaylarına “Mesleğe ilgi duyun ve sevin” önerisinde bulunarak, şöyle devam ediyor: “Yeni mezun arkadaşlarımız bizimle çalışma imkanı buluyorlar. Familya Tarım olarak yoğun bir stajyer alımı yapıyoruz, bununla beraber kariyer günlerine katılarak ne yapmaları gerektiğini anlatıyoruz. Ziraat Mühendisliği ülkemizde ne yazık ki hak ettiği konumda değil. Ziraat Fakültesinden mezun çoğu arkadaşımız Ziraat Mühendisliği yapmıyor. Ziraat Mühendisi iş bulamaz gibi bir algı var, ancak ciddi bir Ziraat Mühendisi açığı var ülkemizde. Özel sektör Ziraat Mühendisi arıyor, bulamıyor. Bu işin yapılması için sevmek gerekiyor. Zahmetli bir iş. Ziraat Fakültesinde öğrenim gören 3. ve 4. sınıf arkadaşlara “dünyanın en büyük tarım firmaları kim?” diye sorduğumda çoğu arkadaş bilemiyor. Bu meslek ilgiye, sevgiye, araştırmaya ihtiyaç duymaktadır. İlgi duyan arkadaşlarımız ön plana çıkıyor zaten.”
“Sektörün sorunları çok, ama her şeye rağmen üretimin tadı, hazzı çok güzel”
Sayın Ahmet Çay ile son olarak sektörün sorunlarını konuştuk. Sayın Çay, “Sektörümüz inanılmaz büyük bir sektör, bir bu kadar da küçük bir sektör. Ziraat Mühendisleri olarak toplumun nabzını tutan bir meslek grubuyuz. Her zaman söylerim, Zirai İlaç Bayilerinin mutlaka bir odası olması gerekiyor. Her geçen gün bayi açılmasına rağmen arazi büyümüyor, pasta bölünüyor. Yeni bayi açan arkadaşlara her zaman söylüyorum, önce Ziraat Mühendisliği sonra esnaflık yapması lazım. Fiyatla mal satılmaz. Önce esnaflığın ön planda tutulması fiyatlarda dengesizlik oluşmasına neden oluyor. Dalgalı fiyat oluşumu sektörümüzün en büyük problemlerinden biridir. Sektörün sorunları çok, ama her şeye rağmen üretimin tadı, hazzı çok güzel. Çok memnunuz yaptığımız işten” diyerek sözlerini noktalıyor.