ADAMA Turkey CEO’su Dr. Cenk Saraçoğlu: “ADAMA teknolojik formülasyonlar ve özel karışımlarla ön plana çıkan bir firmadır”

  • ADAMA hem Türkiye’de hem de Dünya’da önde gelen bitki koruma şirketlerinden biridir. Dünya’da ADAMA’nın temelleri 1950’lere kadar uzanıyor. O günden bugüne birçok birleşme ve satın alma gerçekleşerek bugünkü gücüne ulaşmıştır. ADAMA’nın bugünkü gücü çalışanlarının yaptığı işe olan tutkusundan geliyor denebilir. Global ADAMA’ya bakacak olursak global bitki koruma pazarının %80’inden fazla kaplayan bir alanda operasyon ağımız bulunmakta.
  • Üreticimizin ürettiği mahsüller çok değerli olduğu için ona gözü gibi bakıyor, hak ettiği özeni fazlasıyla gösteriyor. Bu sebeple güvenebileceği, gözü arkada kalmayacak seçimler yapmak istiyor. Bu sadece bitki koruma ürünleri için geçerli değil, tohum ve benzeri de aynı şekilde. ADAMA ürünlerinin de üreticilerimiz tarafından bu oranda güvene sahip olması bizler için çok değerli. Hatta samimi bir itirafta bulunmak gerekirse, bazı ürünlerimiz bazen ADAMA markasının önüne bile geçebiliyor.

ARİF TEMİZ

Bitki koruma sektörünün önde gelen firmalarından ADAMA, Türkiye’de büyümeye devam ediyor. Çiftçi odaklı yaklaşımı ile dikkat çeken firma, üstün nitelikli, son teknoloji çözümleriyle üreticilerin işlerini kolaylaştırıyor. Bu ayki sayımıza konuk ettiğimiz ADAMA Turkey CEO’su Sayın Dr. Cenk Saraçoğlu, yenilikçi çözümler ile tarımı daha ileri taşıdıklarının altını çiziyor. Sayın Saraçoğlu ile ADAMA’nın Türkiye tarım sektörüne verdiği hizmetleri, üstün nitelikli çözümlerini, çiftçilerin tarımsal üretimde hayatlarını nasıl kolaylaştırdıklarını ve geleceğe dair hedeflerini konuştuk.

Sayın Saraçoğlu, Dünya’nın önde gelen bitki koruma şirketlerinden ADAMA Turkey’e CEO olarak atandınız. Öncelikle hayırlı olsun. Türkiye’de 2014 yılından bu yana faaliyet gösteren ve çözümleriyle fark yaratan ADAMA’yı bize anlatır mısınız?

Öncelikle teşekkür ediyorum. ADAMA’ yı sizlere anlatmaktan büyük keyif alırım ve gurur duyarım.

Sizin de belirttiğiniz gibi ADAMA hem Türkiye’de hem de Dünya’da önde gelen bitki koruma şirketlerinden biridir. Dünya’da ADAMA’nın temelleri 1950’lere kadar uzanıyor. O günden bugüne birçok birleşme ve satın alma gerçekleşerek bugünkü gücüne ulaşmıştır. ADAMA’nın bugünkü gücü çalışanlarının yaptığı işe olan tutkusundan geliyor denebilir. Global ADAMA’ya bakacak olursak global bitki koruma pazarının %80’inden fazla kaplayan bir alanda operasyon ağımız bulunmakta. En büyük ilk 20 pazarda güçlü bir şekilde direkt satış hizmeti verebiliyoruz. Büyüme stratejimizi destekleyen yeni satın almalar da ayrıca devam ediyor. Dünya’nın farklı yerlerinde üretim, sentezleme ve Ar-Ge tesislerimiz bulunuyor. Yeni teknolojik gelişmelere çok sıcak bakan bir dünya görüşümüz var.

Üstün nitelikli çözümlerinizin yanında üretimin her aşamasında çiftçilerin yanındasınız. Kaç kişilik ekiple çiftçilerin işlerini büyütmelerine yardımcı oluyorsunuz?

ADAMA Türkiye; güçlü, dinamik ve tabi ki işine tutkulu 55 kişilik bir ekip. Bu sayımız her geçen gün artmaya devam ediyor. Türkiye’nin 8 farklı bölgesinde çiftçilerimize hizmet için çalışıyoruz. Çiftçilerin ihtiyaçlarını dinliyor, onların sorunlarını anlıyor, portföyümüzde olsun olmasın tecrübemizden gelen tavsiyelerimizi paylaşıyoruz. Biliyorsunuz ki bu düşünce yapısını tüm benliğimizle hissedebilmek için çok yakın bir geçmişte sloganımızı da revize ettik.

Dinle˃Anla˃Paylaş işin sırrı burada bence. İhtiyaca yönelik ürünleri Dünya’nın farklı yerlerinden bulup getirip, çiftçilerimize sunmak bizim öncelikli görevimiz. ADAMA teknolojik formülasyonlar ve özel karışımlarla ön plana çıkan bir firma. Örneğin, önümüzdeki yıl yeni satışa sunulacak olan birkaç ürünümüzde yepyeni bir teknoloji olacak, bu da tamamen çiftçilerimizin faydasına olacak. Lansman hazırlıkları devam ettiği için teknolojinin adı ve ürünler bize kalsın. Ama bu güzel haberi buradan paylaşmak istedim. Karışım teknlojimizin gücünü ve çiftçimize olan faydasını piyasada olan birçok üründen biliyor ve gurur duyoruz. Çünkü bu karışım teknolojisinin gücü aktif maddelerin sinerjik çalışmasıyla birlikte çoğu zaman 1+1=3 yapabiliyor. Ve beraberinde dayanıklılık probleminin çözümünü destekliyor.

Tarla bitkilerinde özellikle şekerpancarı ve buğdaygillerde spesifik ürünlerinizle fark yaratıyorsunuz. Örtü altı üretimde de hastalık ve zararlılara karşı çözümleriniz çok etkili. Özel ürünlerinizi bize anlatır mısınız?

Dediğiniz gibi şekerpancarı, buğdaygiller ve örtü altı üretiminde çok özel bitki koruma ürünlerimiz var. Bu ürünlerimiz çiftçilerimiz tarafından çok sevilen ve güvenilen ürünler. Üreticimizin ürettiği mahsüller çok değerli olduğu için ona gözü gibi bakıyor, hak ettiği özeni fazlasıyla gösteriyor. Bu sebeple güvenebileceği, gözü arkada kalmayacak seçimler yapmak istiyor. Bu sadece bitki koruma ürünleri için geçerli değil, tohum ve benzeri de aynı şekilde. ADAMA ürünlerinin de üreticilerimiz tarafından bu oranda güvene sahip olması bizler için çok değerli. Hatta samimi bir itirafta bulunmak gerekirse, bazı ürünlerimiz bazen ADAMA markasının önüne bile geçebiliyor. Bu bizler için çok gurur verici bir durum.  Türkiye üretim desenine baktığımızda bu mahsül grupları en yaygın, üretim alanı en geniş mahsuller. Çiftçilerimize bu alanlarda tam bir portföyle hizmet vermekten çok mutluyuz. Özel ürünler gelmeye de devam edecek.

ADAMA, Ar-Ge’ye ne kadar pay ayırıyor? Yeni çözümler varsa Türk çiftçisi yakın zamanda bunlarla buluşacak mı?

Buluşmaz mı? Bu soruya daha önceki cevabımda kısa da olsa değindim aslında. Ar-Ge her firma gibi bizim için de çok kıymetli ve önemli. Dünya sürekli değişiyor ve gelişiyor; tarım da buna bağlı olarak değişiyor ve yeni teknolojilerle gelişiyor. Düne kadar drone konuşulmuyordu. Çok yakın bir gelecekte belki pekçok bitki koruma yöntemleri drone ile planlanacak. Bizimde bu değişime ayak uydurmamız gerekmekte, bunun için var gücümüzle çalışıyoruz.

Dünya’da farklı lokasyonlarda Ar-ge tesislerimiz var. Burada sürekli yeni aktifler, yeni teknolojiler ve yeni karışımlar için çalışılıyor. Bizde bu çalışmaların tabiki yakın takipçiyiz. Hangi ürün bizim üretim desenimize uygun? Hangi ürün bizim mevcut problemimize çare olur? Hatta öngörülerimizi ileri taşıyıp yakın gelecekte mevcut ürünlerimizi yeni hangi ürünlerle destekleyebiliriz diye sürekli çalışıyoruz. Planlarımız içerisinde yakın gelecekte üreticilerimize birkaç mahsül grubunda yeni çözümlerimizi paylaşacağız. Son aşamalara gelindi, bizde çok heyecanlıyız. Bizden haber bekleyin diyebiliriz.

Yıllardır sektörde üst düzey görevlerde bulundunuz, tarımın gelişmesine katkı sağladınız. Size sektörün sorunlarını sorsak neler söylersiniz? Sorunların çözümü noktasında önerileriniz ne olur?

Sektörün sorunları demeyelim de,  gelişmesini en çok arzu ettiğimiz konular diyelim bence.

Ben öncelik verdiğim ilk üç tanesini size aktarayım. Kalifiye eleman gücü, Finansal durum ve okur/yazarlık son olarak ta istatistiki veri.

Sektörde çok donanımlı, kendini ileri düzeyde geliştirmiş tecrübeli birçok meslektaşım var. Bu çok sevindirici hatta mutluluk verici. Hepsinin yolları açık olsun. Bununla birlikte kendini geliştirmeye çabalayan, başarılı bir kariyer hedefi için çalışan meslektaşlarıma da naçizane birkaç önerim olabilir.

Öncelikle yaptığımız iş çok kıymetli, bunun bilincinde olmalılar ve yaptıkları işten gurur duymalılar. Bu da mesleğimize olan tutkuyu getirir. Ve sonuç kaçınılmaz başarı olur tabiki. Boşuna denmiyor ne yaparsan yap aşkla yap! diye.

Dünya sürekli değişiyor dedik biraz önce, tarım değişiyorsa bizler de bu değişikliklere ayak uydurmalıyız. Trendleri takip etmeliyiz. Bunun için çok okumalı, çok araştırmalıyız. Artık bilgiye ulaşmak çok kolay. Teknolojinin nimetlerini sonuna kadar kullanmalıyız. İşimiz gereği sürekli bize mahsulleriyle ilgili soru soran çiftçilere çözüm için destek olmaya çabalıyoruz. Bu noktada ister birebir de olsun ister büyük toplantı salonlarında olsun etkin sunum yapabiliyor olmalıyız. Karşımızdaki kişilerin ihtiyaçlarını tam olarak anlayıp, onlara çözümle gidebilmeliyiz.

Ve global dil olan İnglizce eksikliği, bu sebeple bir çok meslektaşımız belki de kariyer hayatında sorun yaşıyor. Trendlere ulaşabilmek ve araştırabilmek için uluslararası iletişim dilini aktif olarak kullanabilmek gerekiyor. Hele ki bizim gibi global şirketlerde çalışabilmek için yabancı dil (hatta belki iki) olmazsa olmaz.

Kendini geliştirmeye çabalayan tüm meslektaşlarıma yürekten başarılar diliyorum. Emeklerinin karşılıklarını alacaklarına olan inancım sonsuz.

Kısaca sektörün finansal yapısı ile finansal okuryazarlık ve istatistiki verinin önemine de değinmek isterim: Tarım sektörü ne yazık ki finansal olarak çok güçlü değil. Potansiyel ve tarımın toplam hacmi çok büyük olmasına rağmen; bu sektördeki tüm oyuncular (üreticiler, bayiler, toptancılar, şirketler, kooperatifler vb.) bunun tersi oranında bir güce sahip. Her geçen gün artan rakamsal değerlere karşın yine ters oranda bir nakit ve öz sermaye olması; bazı kanallarda tıkanmalara neden olmakta. Bu da tüm oyuncuları adeta sırasıyla etki altına almakta. Buna bir de finansal okuryazarlıkta yeteri kadar tecrübeli olmayan karar vericiler ve oyuncular eklenince; süreç daha da zora girmekte.

Birkaç cümleyle istatistiki veriden neyi anlatmak istediğime de değinmek gerekirse. İstatistiki verinin var olmasına çok önem veriyorum. Toplam pazar büyüklüğü, pazarın segmentlere göre sınıflandırılması, ürün gruplarında stratejik olanların bölgesel hatta il bazında dağılımları, geçmiş yıllara ait veriler, kullanım oranları vb pekçok veri bizler için çok kıymetli. Ne yazık ki bu verileri sorguladığınızda kişilerden farklı rakamlar elde edileceğini göreceksiniz. Bunları pazardaki ayak izlerimize göre doğruya en yakın tahmin etmeye çalışmak yerine; ilgili yerlerden gerekirse kaynak göstererek sunmayı ve hesaplarımızda kullanmayı çok arzu ediyorum.

Tarımda farklı kulvarlarda olmak nasıl bir duygu? Tohum sektöründen Bitki koruma sektörüne geçme kararı zor oldu mu?

Çok heyecan verici! Ben çok uzun yıllar tohum sektöründe görev aldım. Tohum sektöründe Ziraat Mühendisi olarak işe başladım ve yıllar içinde birçok farklı unvan alarak meslek yaşantımı yaklaşık 28 sene bu sektörde sürdürdüm. Sonra bir gün konfor alanından çıkma zamanı dediler. Biliyorsunuz konfor alanı kişinin kendini en güvende hissettiği her şeyi kolay kontrol edebildiği ve en az risk aldığı alandır. Bu ilk duyulduğunda tüyleri ürperten bir cümle. Ama bir o kadar da heyecanlı. Çünkü yeni bir dünya, yeni öğretiler, insanın kendini geliştirmesi için gerekli tüm zorluklar bu tarafta. Büyük resme baktığımızda yaptığımız işin özü sağlıklı mahsül yetiştirmek, ancak her iş kolunun kendine özel incelikleri ve iş akışları var. Bu süreçlere dahil olmak yeni bir sektörün inceliklerini ve birbirinden değerli yeni iş arkadaşları edinmek çok keyifli ve heyacan verici.

Önceki yazı
Tarım makineleri devi AGCO’nun güvenli çiftçilik için “Smart Safety” Kampanyası Eylül’de başlıyor!
Sonraki yazı
Başarılı, becerili, bilgili, ortaklık kültürünü en iyi yansıtan 3 girişimci ziraat mühendisi: Emre Dalgıç – Ahmet Çay – Osman Kondu

Bizi Takip Edin

E-Bülten

E-Mail Bültenimize Abone Olun Olup Bitenlerden İlk Sizi Haberdar Edelim.

Lütfen geçerli bir e-posta adresi girin.
Menü