Arif TEMİZ
Kıymetli Tarım Paydaşlarımız,
Dergimiz harmanTIME’ın 126. sayısıyla tarım dolu bir içerikle yine sizlerleyiz. Geçtiğimiz ay deprem felaketinin yaşandığı illerimizden biri olan Hatay’da idik. Bölgenin ileri gelen zirai ilaç, gübre ve tohum bayileriyle görüşerek, sorunlarını, ihtiyaçlarını, tarımsal üretimin son durumunu ve yapılması gerekenleri konuştuk. Tarıma gönül verenler üretimin sürmesi için canla, başla mücadele ediyorlar. Ancak bölge büyük bir sıkıntı içerisinde. Özellikle bölge çiftçisi su sıkıntısının çözülmesini bekliyor. Tarımsal üretim durmasın diye büyük fedakarlık gösteren bölgedeki ziraat mühendisleri, tarım danışmanları ve çiftçiler, devletin sorunlara el atmasını istiyor. Yeni sayımızda bölge bayilerinin ve çiftçilerinin sesi olduk.
Birçok bölgemizde buğday ve arpa hasadı tamamlandı. Hasadın tamamlanmasıyla birlikte ne yazık ki her yıl karşılaştığımız anız yangınlarıyla bu yıl da karşılaştık. Bu yangınlar, doğal ve tarımsal ekosistemin tahrip olmasına, organik maddece yetersiz olan topraklarımızın organik madde miktarının azalmasına, toprağın su tutma kapasitesinin azalmasına, su ve toprak erozyonunun artmasına, omurgalı ve omurgasız canlıların yok olmasına kısacası toprağın verimsizleşmesine ve doğanın ölümüne neden oluyor. Ayrıca orman yangınlarının %6’sı da anız yangınları sebebiyle gerçekleşiyor. “Milli servetlerimize sebebi ne olursa olsun kimsenin zarar vermeye hakkı yoktur” diyor ve “Anız Yangınlarına Karşı Alınması Gereken Önlemleri” kapağımıza taşıyoruz.
Tarım ürünlerinin çoğu esnek olmayan talebe sahiptir. Bu, perakende düzeyinde tarımsal emtia fiyatlarının bir göstergesi olarak, tarımsal ürünlerin fiyatlarının önemli bir fiyat varyasyonuna sahip olmasını sağlar. Tarım ürünü fiyatlarındaki istikrarsızlık, işlenmiş ürün fiyatlarından daha fazladır. Fiyatlarda dalgalanma yaratan çok sayıda faktör bulunmaktadır. Bunlardan bazıları geçici nitelikte dalgalanmalara neden olurken, bazıları ise daha uzun süreli bir etkiye yol açar. Fiyat dalgalanmalarına neden olan tüm faktörler, talebi veya arzı doğrudan veya dolaylı olarak etkiler. “Tarım Ürünlerinde Fiyat Dalgalanması ve İhracat Fiyat Oluşumu” makalesini Sayın Prof. Dr. Birol Saygı yazdı.
Bilindiği gibi yabancı otlar su, ışık ve besin maddelerine ortak olmak suretiyle verim ve kaliteyi düşürürler. Bunlarla birlikte patateste, daha değişik zarar şekilleriyle de karşılaşılmaktadır. Bunlardan en önemlisi, bazı yabancı otların patateste hastalık yapan virüslerin ara konukçuları olmalarıdır. Örneğin fener otu patates Y virüsü (PVY) ve patates yaprak kıvırcıklık virüsü (PLRV)’ne; yabani hardal (Sinapis arvensis) ve köpek üzümü
(Solanum nigrum) ise patates Y virüsü (PVY)’ne konukçuluk yapmaktadır. Bununla beraber çoban çantası (Capsella bursa pastoris), sirken (Chenopodium album), yabani hardal (S. arvensis) ve köpek üzümü (S. nigrum) gibi bitkiler PVY ve PLRV’nin taşınmasında rol oynayan yaprak bitlerine (Myzus percicae) de konukçuluk yaparlar. Sayın Prof. Dr. Işık Tepe, “Patateste Yabancı Otlar ve Mücadelesi” başlıklı makalesinde, yabancı otlarla başarılı mücadele için neler yapılması gerektiğini anlatıyor.
Çeltik yetişen bölgelerde, üretimi sınırlayan en önemli faktörlerden birisi, çeltik hastalıklarıdır. Bulaşıcı hastalıklara sebep olan patojenler; funguslar (mantarlar), bakteriler, virüsler, nematodlar ve myroplasmalar gibi biyolojik olarak taşınabilen zararlılardır. Bulaşıcı olmayan veya abiyotik hastalıklar ise besin maddesi eksikliği veya fazlalığı, ekstrem yükseklikler, hava kirliliği, ekstrem toprak asit veya alkali toksitesi ve mekanik yaralanma gibi uygun olmayan çevre koşulları sonucunda ortaya çıkar. “Ülkemizde Çeltikte Sorun Olan Mantari Hastalıklar”ı Sayın Dr. Halil Sürek kaleme aldı.
İçeriğimizde okuyacağınız daha birçok makale, güncel ve sektör haberleri, röportajlar ile infografikler olacak. Eylül sayımızda görüşmek umuduyla; hepinize bereketli işler, huzur dolu, aydınlık günler dilerim…
