Gelecek sezon fındıkta verim ve kalite kaybının önüne geçilmesi için ürünün dalından değil, yere döküldükten sonra toplanması tavsiye ediliyor.
Düzce Üniversitesi Fındık Uygulama ve Araştırma Merkezi (DÜFAM) Müdürü Öğretim Görevlisi Şemsettin Kulaç, fındık sezonunun yaklaşmasıyla üreticilerin ürünü toplama konusunda aceleci davranmaması gerektiğini söyledi.
Tam olgunlaşma döneminde dalından koparılan mahsulün verim kaybına neden olduğunu vurgulayan Kulaç, “Maalesef bazı yörelerde fındığı erken topluyoruz. Haklı gerekçeleri de var. Yere döküldüğü zaman yerde bulma şansları yok. Yağmur yağdığı zaman derelere karışıp gidebiliyor. Eğimli araziler var, altını da temizleme imkanları olmuyor. Bu nedenle erken toplamak zorunda kalıyorlar ama mümkün olduğu kadar fındık olgunlaşıp dökülmeye başladıktan sonra toplasınlar.” diye konuştu.
Fındık zürufunun tutulduğunda hafif çekmeyle daldan kopabilecek duruma gelmesi gerektiğini ifade eden Kulaç, “Yoksa zorla kopardığı zaman önümüzdeki yıl sürgünlere de zarar vermiş olur. Fındığın verimini olumsuz yönde etkilemiş olabilirler. Ayrıca, fındıkta da kalitesizlik olur. Yani randıman (verim) düşüklüğü olur. Kalitesi 51-52 gelmez de 49-48 gelir, içi biraz boş olur. Fındık yere dökülsün, döküldükten sonra toplasınlar.” ifadelerini kullandı.
“Fındıkta makineli tarıma geçmemiz lazım”
Kulaç, uzun süre yağmur alan, güneş görmeyen yerlerde fındıkta aflatoksin (küf mantarları tarafından üretilen toksik madde) oluşabileceğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Ama özellikle Batı Karadeniz bölgesinde fındık toplama zamanında çok yağmur olmuyor. Bir, iki yağmur çok fazla etkilemez ama tam olgunlaşıp döküldükten sonra randıman da 51-52 olabilir. O bakımdan döküldükten sonra toplatılması taraftarıyım. Bir de mutlaka artık bizim ülke olarak makineli tarıma geçmemiz lazım. Yani bunun maliyeti çok yüksek. İşçi toplama, bakımı, ot ilacı, ışkın alması, ot biçmesi vs. yevmiyeleri üst üste koyduğumuz zaman belki fındık gelirinin 3’te biriyle 4’te ikisi arasında, yani yarısına yakınını işçi giderlerine, üretim maliyetlerine veriyoruz. Geri kalanla geçimimizi sağlamaya çalışıyoruz.”