Türkiye’nin ayçiçeği ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayan, buğday, pirinç, mısır, arpa, kanola, lavanta, aronya ve yem bitkilerinin yetiştirildiği verimli Trakya toprakları, her dönem üreticiyi mutlu ediyor.
Trakya’nın verimli toprakları çiftçinin yüzünü güldürüyor
Trakya çiftçisi, 5 Aralık Dünya Toprak Günü’ne de yeni umutlarla giriyor.
Yılda en az iki ürün alınabilen Trakya’daki münbit tarım arazilerinde ekim ve kasım aylarında hemen hemen her tarlada hummalı bir çalışma yapıldı. Tarım arazileri traktörler ile sürüldükten sonra tırmıklama işleminden geçirildi. Toprağın tava getirilmesinin ardından büyük umutlarla toprakla buluşturulan buğday tohumları, bugünlerde yeşermeye başladı.
Yeşile bürünmeye başlayan buğdaylar temmuz ayı gibi hasat edilecek. Nisan ayında ise Trakya’nın “sarı gelini” olarak adlandırılan ayçiçeği ekimi yapılacak. Pirinç, mısır, kanola, lavanta, aronya ve yem bitkilerinin de belirli dönemlerde ekimi gerçekleştirilecek.
“Pandemi döneminde toprağın ve tarımın önemini gördük”
Kırklareli Ziraat Odası Başkanı Ekrem Şaylan, toprağın insan yaşamının vazgeçilmezi, çiftçilerin geçim kaynağı olduğunu söyledi.
Verimli Trakya topraklarında ilk akla gelen ürünün ayçiçeği olduğunu belirten Şaylan, Türkiye’nin ayçiçeği ihtiyacının yüzde 70’inin buradan karşılandığını ifade etti.
Şaylan, toprağın Trakya ve Türkiye için önemine işaret ederek, “Toprak, bir ülkenin baş tacıdır. Pandemi döneminde toprağın ve tarımın önemini gördük. Trakya’da tarıma açık arazilerin yüzde 99’u ekiliyor. Toprak bizim her şeyimiz, toprak olmasa insanlık yok olur. Herkesin oturup düşünmesi gerekiyor.” dedi.
Verimli toprağın oluşabilmesi için yüzyıllar geçmesi gerektiğini, dünyada sanayi ve kentleşme ile verimli toprakların azaldığını aktaran Şaylan, “Pandemi ve depremlerin ardından Trakya bir cazibe haline geldi. İnsanlar akın akın Trakya’ya geliyor. Bu da tarım topraklarının azalmasına neden oluyor. Tarım arazilerine bağ, bahçe, evler yapılıyor.” ifadelerini kullandı.
Kentleşme ve sanayileşme sürecinin iyi yönetilmesi gerektiğinin altını çizen Şaylan, şunları belirtti:
“Her yıl binlerce dekar verimli birinci ve ikinci sınıf tarım arazisini konut, sanayi ve turizm yapılaşması, karayolu yapımı ile kaybediyoruz. Bunlara son vermemiz gerekiyor. Yoksa yarın öbür gün çocuğumuzun çoluğumuzun ekmeğine aşına sahip çıkamayız. Dünya topraklarının 3’te 1’ini de kirletmiş durumdayız. Toprak kirliliğine kimse önem vermiyor ve gözle göremiyoruz ama biz üreticiler toprak kirliliğini bizzat yaşıyoruz. Her geçen gün verimi arttırmak için kullandığımız kimyasal ilaçlar, kimyasal gübreler, aslında toprak verimini yok etmektedir. Toprağa, havaya, suya ihtiyacımız var. Buna göre yatırımları yapmamız gerekiyor.”
“Yeşeren buğdaylar umutlarımızı da yeşertiyor”
Çiftçi Turgut Çamlı ise Trakya’nın, verimli topraklarına sahip olduğunu ifade etti.
Bir ay önce toprakla buluşturdukları buğdayların yeşermeye başladığını anlatan Çamlı, “Yeşeren buğdaylar umutlarımızı da yeşertiyor. Tarlalardaki ürünlere evlatlarımız gibi bakıyoruz. Toprağımız çok kaliteli olduğundan ürünlerimiz de kaliteli oluyor. Trakya çiftçisi olarak gerçekten çok şanslıyız. Çünkü topraklarımız inanılmaz verimli. Dünyanın en verimli topraklarına sahip olduğumuzu düşünüyorum. Ektiğimiz ürünlerden genel anlamda güzel rekolte alıyoruz. Bu yıl güzel yağmurlar olursa iyi verim elde edeceğiz. ” sözlerine yer verdi.
E-Bülten
E-Mail Bültenimize Abone Olun Olup Bitenlerden İlk Sizi Haberdar Edelim.