Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci, Ankara’da TAGEM bünyesinde hayata geçirilen Toprak Kökenli Patojenler AR-GE Merkezi’nin açılışını yaptı.
Bakan Kirişci merkezin açılışında yaptığı konuşmada, ülkelerin geleceklerinin kalıcı olmalarını sağlayacak olan unsurun AR-GE olduğunu söyledi.
Bu çerçevede yürütülen çalışmalar neticesinde ülkenin her alanında olduğu gibi tarım alanında da gıdayla ilgili AR-GE faaliyetlerinin hayati önem taşıdığını belirten Kirişci, TAGEM’in tüm birimleriyle Türkiye’nin en gözde kurumu olduğunu belirtti.
Bakan Kirişci, bu manada merkezi ve TAGEM’in faaliyetlerini önemsediğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Halihazırda bu tür testlere tabi tutulabilecek çeşitlerimizle ilgili merkez sayımız bununla birlikte 6 olacak. Bu merkezin bir özelliği daha var. Tohumculuk sektöründe hızla ilerleyen bir ülkeyiz. Kendi ihtiyaçlarımızı yerli olarak karşılayabilme ve ithalat ihracat dengesi bakımından yüzde 94-95’lere geldik. 100’e yakın ülkeye ihracat yapıyoruz. Bu gücümüz her geçen gün daha da artıyor. Dolayısıyla AR-GE önemli. 2002’de kişi başı 4 dekar olan arazi varlığımız 2,8 dekara geriledi. Nüfus projeksiyonumuza göre gelecek 30 yılda bunun 1,7 dekarlara düşeceği tahmin ediliyor. Üretim için önemli olan girdimiz su konusunda da su fakiri ülkeler kategorisine geçeceğimiz de belli. Bir taraftan da yüzde 75’lere varan zararlılar ve hastalıklarla ilgili kayıplarımız var. Bunlar minimize edilsin arzusu içindeyiz. Bunu da dikkate alırsak bu merkez gerçekten önemli. Bu merkez tohumculukta daha iddialı olmak için testlerin yapılmasına imkan sağlayacak.”
“SAHİP OLDUĞUMUZ VARLIKLARIN BİR SANİYESİNİ BİLE BOŞA HARCAMAYACAĞIZ”
Pandemi, Rusya-Ukrayna Savaşı ve ardından 6 Şubat depremlerinin tarımın ve gıdanın ikamesinin mümkün olmadığını kendilerine gösterdiğini vurgulayan Kirişci, teknoloji ve maddi gücün ortada satın alınabilecek ürün olmayınca bir anlam ifade etmediğini anlattı.
Bakan Kirişci, akademik ve iş dünyası arasında daha sıkı bir işbirliğinin gerekliliğine işaret ederek, “Üniversitelerde aynı alanda çalışanların bile kendilerine özel merkezler kurma çabası içinde olduğunu görüyorum. Bunların doğru olmadığını ve bu tür harcamaların israf şeklinde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.” diye konuştu.
OGM’ye yeni satın aldıkları toplamda 20 milyon dolar değerindeki uçağın tarım uygulamaları için önemine işaret eden Bakan Kirişci, sahip oldukları varlıkların bir saniyesini bile boşa harcamayacaklarının altını çizdi.
Kirişci, bu noktada da işbirliğinin önemine işaret ederek, bu anlamda Türkiye’de bir atıl kapasite olduğunu ve bunun geliştirilmesi gerektiğini söyledi.
Bazı üniversitelin araştırma imkanlarının son derece kısıtlı olduğunu aktaran Kirişci, geleceğin meslektaşları olacak kişilerle tecrübelerin paylaşılması gerektiğini ifade etti.
ÇALIŞANLARA ÖZLÜK HAKLARI MÜJDESİ
Bakan Kirişci, bu bakanlıkta çalışmanın herkes için bir ayrıcalık olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
“Tek başımıza hiçbirimizin bir kıymeti yoktur. Bu çerçevede gazi meclisimiz seçime gidilen dönemde tarım ve ormanda devrim niteliğinde değerlendirilmesi gereken önemli düzenlemelere imza attık. Bu hepimizin ortak çalışma ve çabasının ürünü oldu. Önümüzdeki dönemde inşallah bütün meslektaşlarımızın bakanlık çalışanlarımızın, özlük hakları konusunda da kendi personelimizin haklarının korunması ve geliştirilmesiyle ilgili çalışmamız olacak. İnşallah seçimden sonra bunları gündeme getirip yasalaşmasını sağlarız. TAGEM’in AR-GE kapasitesi ve araştırmacılara sunduğu imkanlar başka üniversitelerde yoktur. Bu anlamda aidiyet duygusunu geliştirmek için el birliğiyle çalışacağız.”
MERKEZİN ÖZELLİKLERİ
Uluslararası standartlarda Toprak Kökenli Patojenler Ar-Ge Merkezi TAGEM bünyesinde faaliyet gösterecek. Merkez, özellikle iklim değişikliği kapsamında tüm dünyanın odaklandığı bitkisel üretimi ciddi bir şekilde tehdit eden bitki kök ve kök boğazı hastalıkları konusunda AR-GE çalışmaları yapacak.
Toprak Kökenli Patojenler, bitkilerde kök ve kök boğazı çürüklüğü, solgunluk, sararma, cüceleşme gibi zararlar oluşturan, fungus, bakteri, virüs ve nematodlar olarak tanımlanıyor. Bu patojenler bitkilerde yüzde 50-75 arasında verim kaybına sebep oluyor.
Türkiye’de iklim değişikliğiyle birlikte buğday, mısır, kavun, şekerpancarı, nohut, yer fıstığı, çeltik, fasulye, ayçiçeği meyve ve sebze gibi ürünlerin çoğunda bu hastalıklarda artış gözlenmekte ve verim kayıpları yaşanıyor. Bitki sağlığı çalışmalarında bu konuda 27 proje yürütülüyor.
Bu merkez sayesinde Türkiye’nin patojen haritası çıkarılacak ve patojen gen bankası kurulacak. Türkiye’de ıslah edilen çeşit ve hatların hastalıklara dayanıklılık testlemeleri artık bu merkezde yapılacak. Merkezin vereceği Uluslararası Bitki Sağlığı Sertifikası ile tohumculuk sektörü dış pazarlarda rekabet gücünün daha da artırılması için büyük bir fırsat sağlanmış olacak.