Karaman Karadağ’da sayıları kontrolsüz artarak 800’e ulaşan yılkı atlarının bir kısmı, turizm, spor, binicilik ve hobi gibi amaçlarla kullanılmak için uygun şartları taşıyanlara mikroçip takılarak verilecek.
Karaman Karadağ’da sayıları kontrolsüz artarak 800’e ulaşan yılkı atlarının bir kısmı turizm, spor, binicilik ve hobi gibi amaçlarla kullanılmak için uygun şartları taşıyanlara mikroçip takılarak verilecek.
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü Nurettin Taş, yılkı atlarının yakalanması, işaretlenmesi, bakımı ve bir kısmının alandan çıkartılarak sahiplendirilmesi çalışmalarının yapıldığını söyledi. Sahiplendirilen hayvanların yeniden tabiata salınmamaları için bir tutanakla teslim edileceklerini anlatan Taş, “Bunu ihlal edenler hakkında gerekli yasal işlem yapılacaktır. Proje ile 540 civarında yılkı atının sahiplendirilmesi planlanmakta olup, bahse konu atlar turizm, sportif, kımız üretimi, binicilik, hobi gibi amaçlarla talep edilmektedir.” dedi.
“Atlara mikroçip takılacak”
Yakalanan 200 civarında hayvanın ruam testine tabi tutulacağını belirten Taş, “Atlara mikroçip takılarak sağlıklı olanları sahiplendirilecektir. Yakalanan atların günlük besin ve su ihtiyaçları karşılanmaktadır. Proje süresince alanda bekçinin yanı sıra yakalanan atların bakım ve tedavilerinden sorumlu veteriner hekim bulundurulacaktır.” diye konuştu.
Taş, yaz aylarında bölgedeki yılkı atlarının yaban koyunları için yapılan 60 ton kapasiteli su sarnıcını kullandıklarını ifade ederek, şunları söyledi: “Alandaki atların fazlalığı nedeniyle yaban koyunları ile besin rekabeti oluştu. Yılkı atlarının yaban koyunlarının besin ve su kaynaklarına ortak olması, toynakları ile mera alanlarına zarar vermesi, tarımda makineleşme sonucu halk tarafından yeniden kullanım ihtiyacı duyulmaması nedeniyle kontrol altına alınmaları ve alandan çıkartılmaları ihtiyacı doğmuştur.”
“Yılkı atlarının kontrol altına alınması lazım”
Karadağ’ın eteğindeki Madenşehri köyünde yaşayan 62 yaşındaki Murat Tanrıverdi ise 40-50 yıl önce köylerde tüm işlerin atlarla yapıldığını anlattı. Traktörün köyde bulunmadığı zamanlarda tarlalarda atların kullanıldığını vurgulayan Tanrıverdi, şöyle devam etti: “Bu atlarla tarla sürer, ekin eker, yük taşır, harman kaldırırdık. Sonbahar geldiğinde tarla işleri bittikten sonra atları dağa bırakırdık. Bahar aylarına kadar dağda kendi başlarına kalırlar, bahar geldiğinde yeniden sahipleri tarafından yakalanırlardı. Zamanla traktörün yaygınlaşması atlara ihtiyacı azalttı. Traktör alan atını yakalamaz oldu. Bazı köylüler atını sattı. Dağda kalan atlar zamanla yabanileşti. Yazın devlet tarafından atlar için su bırakılıyor. Kar çok yağarsa sap ve ot balyaları dağın belli yerlerine bırakılıyor. Eskiden Karadağ’a insanlar sadece tarihi kalıntıları görmek için gelirdi. Şimdi Karadağ’a gelen herkes, mutlaka yılkı atlarını görmek istiyor. Yerli ve yabancı turistler, gazeteciler geliyor. Artık yılkı atları buranın değişmez simgesi.”
Atların sayısının artmasının soruna dönüştüğüne dikkati çeken Tanrıverdi, “Karadağ’ın bir kapasitesi var. Dağda sadece atlar yaşamıyor. Hayvancılık yapanların hayvanları var. Atlar çok yiyen hayvanlar. Burada 200-300 at olabilir, fakat sayı çok olunca ovaya inip ekinlere zarar veriyorlar. Bunun için yılkı atlarının kontrol altına alınması lazım.” değerlendirmesinde bulundu.
15 yılda 80’den 800’e çıktı
Sayısı 2002’de 80 civarında olan yılkı atlarının 800’e çıkması üzerine, bölgede besin ve su olanaklarının sınırlı olması nedeniyle sorun yaşanmaya başlandı. Nesli tehlike altındaki, Türkiye’ye özgü bir tür olan yaban koyunları, “Eski Yaşam Alanlarına Yerleştirme Projesi” kapsamında 2004 yılında bölgeye yerleştirildiği için koyunlar ile yılkı atları arasında besin ve su rekabeti oluştu. Sayıları kontrolsüz şekilde artan atlar için “Yılkı Atlarının Kontrolü Projesi” geliştirildi. Proje kapsamında yaklaşık 540 atın sahiplendirilmesi için Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından çalışma başlatılarak veteriner hekim kontrolünde, işinde uzman kişilerce şu ana kadar 200 civarında hayvan yakalandı.