Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre İlker, “3. Uluslararası Tarım, Biyoloji ve Yaşam Bilimleri Konferansı” için geldiği Edirne’de, küresel iklim değişikliğinin tarımsal üretimde ciddi bir stres faktörü olduğunu söyledi.
Kuraklık ve aşırı sıcakların tüm dünyada etkisini gösterdiğini anlatan İlker, “İlk başta tabii ki strese dayanıklı bitkiler geliştirmemiz gerekiyor. Kuraklık ve sıcaklık stresiyle beraber bunun yanında hastalık ve zararlı stresi de çok ciddi baskı altına almakta kültür çeşitlerimizi. Bunlara alternatif çeşitler geliştirmek zorundayız.” dedi.
İlker, değişen mevsim koşulları karşısında yeni yöntemler geliştirilmesi ve modern sulama sistemleriyle su tasarrufu sağlanmasının sürdürülebilir tarım için önemli olduğunu vurguladı. Yazlık ekilen yağ bitkilerinin kuraklık ve aşırı sıcaklardan etkilediğini ifade eden İlker, kış aylarındaki doğal yağışlardan faydalanabilecek kışlık yağ bitkileri ekilmesi tavsiyesinde bulundu. Prof. Dr. İlker, şunları kaydetti:
“Ağırlıklı olarak yazın sulama desteğiyle ürettiğimiz yağ bitkilerine alternatif olarak kışlık yağ bitkilerini ekmeliyiz. Bu anlamda kışlık yağ bitkileri çok önemli. Doğal yağış koşullarıyla ürün elde edebilmemiz için kışlık yağlı bitki üretimini artırmalıyız. Örnek olarak aspiri verebiliriz. Aspir, Anadolu’nun orijinal yağ bitkisidir. Yine kanola uygun bir yağ bitkisi. Ketencik bitkisi de olabilir. Bunun üzerine doktora öğrencimle birlikte bir çalışma yapıyoruz. Ülkemizde farklı coğrafyalara uygun kışlık yağ bitkileri söz konusu. Örneğin soya yazlık bir yağ bitkisidir ve ciddi anlamda suya ihtiyacı vardır. Bu anlamda ülkemizin kuzey bölgelerinde daha çok ekilmesini tercih ediyorum. İç bölgelerde ve Ege’nin daha kurak bölgelerinde ise kışlık yağ bitkileri olan aspir, kolza, ketencik gibi bitkilere ağırlık vermemiz gerekecek.”