Kırklareli’nin geçmişteki gibi “üzüm şehri” namıyla yeniden anılması için yürütülen çalışmalar kapsamında ilde bağ alanı giderek genişliyor.
Evliya Çelebi’nin Seyahatname’de üzüm bağlarından söz ettiği şehirde üretici, çeşitli nedenlerle yıldan yıla bağcılıktan uzaklaştı. Yaklaşık 40 yıl önce 10 bin dekar üzüm bağı olan kentte son yıllarda üzüm üretiminin oldukça azalması üzerine Kırklareli Valiliği ile İl Tarım ve Orman Müdürlüğü bağcılık projelerini hayata geçirdi.2011 yılında “Meyveciliği Geliştirme Projesi” ile “Kırklareli Bağcılığı Kadın Eliyle Çağ Atlıyor Projesi” kapsamında, 238 dekar alanda 58 bin bağ çubuğu ekimi gerçekleştirilerek, bağcılığa ilginin artması sağlandı. Kentte 2011 yılında 3 bin dekar olan bağ alanı, çalışmalar sayesinde 4 bin 495 dekara yükseldi. Kentin bağcılıkta eski günlerine geri dönmesi amacıyla yeni projelerin de hazırlandığı belirtildi.
Kırklareli Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Aksoy, bölgede bir süre önce unutulan geleneksel üzüm üreticiliğine yeniden ilginin artmaya başladığını söyledi. Kentin kendine özgü üzüm çeşitlerinin olduğunu ifade eden Aksoy, yüksek terbiye, kültürel budama, organik gübreleme ile verimi maksimuma çıkarmak istediklerini dile getirdi. Son yıllarda iş insanlarının bağcılık üzerine yatırımlar yapmaya başladıklarını anlatan Aksoy, kentin kısa süre içerisinde bağcılıkta önemli bir ivme kazanarak adından söz ettireceğine inandığını kaydetti.
İstanbul’a yakınlık avantaj
Aksoy, üzümlerin büyük bölümünden hardaliye (hardal katılarak yapılan üzüm şırası) yapıldığını, yüzde 25’lik gibi bir kısmının da sofralık olarak tüketildiğini anlatarak, şöyle devam etti: “Trakya’nın temiz havası ve doğal su kaynaklarıyla Istranca Dağları’nın eteklerinde yetiştirilen üzümlerimiz, aromasıyla damakları lezzetlendiriyor. İlimizde inanıyorum ki 5 yıl içerisinde 10 bin dekar alandan fazla bağ ekimi gerçekleşmiş olacak çünkü üzüm ve üzüm ürünlerine olan ilgi her geçen gün artıyor. İstanbul’a çok yakınız, 35 milyon insana ürettiğimiz üzümlerimizi pazarlama şansımız var. Biz iyi bir lojistik, iyi bir depolama, iyi bir soğuk hava zinciriyle Kırklareli’nden ürünlerimizi pazara ulaştırıyoruz. ‘Tarladan sofraya’ anlayışı ile çalışıyoruz. Üretimi en az ilaç ile yapıyoruz. Hastalıktan ari bölge olduğumuz için zaten bazı bölgelerde tamamen ilaç kullanımı yasak.”
Kırklareli’nde yurt dışına ihraç edebilecek kalitede üzüm üretildiğini anlatan Aksoy, “Ancak şu an için pazarımız sadece yurt içinde. Ülkemizin üretimi devam ediyor. Bu zenginliklerimizin kıymetini bilelim. Biz şu an gençlerimizi çiftçilikte ve hayvancılıkta göremiyoruz. Biz ilk önce gençlerimizi bu işe yönlendirmeliyiz.” dedi.
Üzüm üreticisi Recep Eren ise uzun yıllar İstanbul’da deri sektöründe çalıştığını ve 5 yıl önce Babaeski ilçesine bağlı Yeni Mahalle köyünde satın aldığı araziye 7 bin kök bağ çubuğu ektiğini belirtti.
Bu yıl yaklaşık 70 ton üzüm hasat ettiğini anlatan Eren, ürettikleri üzümü 7 liradan sattıklarını kaydetti.
Trakya’nın havası ve toprağının üzüm üretimine çok elverişli olduğunu vurgulayan Eren, bağcılığın kısa sürede gelişeceğine inandığını sözlerine ekledi.