Murat PALABIYIK
harmandergi@gmail.com
Türkiye, endemik bitkiler açısından dünyanın en zengin ülkelerinden biridir. Ülkemizdeki endemik bitkilerin sayısı 3000 civarındadır. Bu bitkilerin floradaki tüm bitkilere oranı ise yaklaşık %33’tür. Öte yandan Türkiye’de yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalan türlerin sayısı, floradaki toplam bitki türü sayısının %23’ünü oluşturmaktadır. Tehdit altındaki bu bitkilerden biri de önemli endemik bitkilerimizden biri olan safrandır.
Safran (Crocus sativus L.) Iridaceae familyasında yer alan, dünyada ekonomik önemi yüksek, kormlarıyla çoğaltılabilen çok yıllık bir bitkidir. Safran stigmaları için yetiştirilen önemli bir boya, baharat ve tıbbi amaçlı kullanılan bir bitkidir. Dünya’da safranın, 0–90° Doğu boylamına (İspanya’dan Kaşmir’e) ve 30–40° Kuzey enlemleri (İran-İngiltere) arasında geniş bir alanda kültürü yapılmaktadır. İran, İspanya ile Kaşmir bölgesi dünyada en fazla safran üretimi yapılan alanlardır. Stigmaları, tat ve boyama özellikleriyle, gıda sanayinde; tedavi edici özelliğinden dolayı ise eczacılıkta geniş bir şekilde kullanılmaktadır.
Safran; iştahsızlık, bronşit, boğmaca, hazımsızlık, uykusuzluk, iktidarsızlık gibi rahatsızlıklarda kullanılmaktadır. Humma, kızamık ve dalak büyümesine karşı kullanılan ilaçlarda da yer almaktadır. Özellikle, kanser araştırmalarında, bazı kanser türlerine karşı potansiyel bir kanser önleyici olduğu için geniş çapta denemelerde kullanılan bir madde durumundadır. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri, Japonya, Rusya, İspanya, Fransa, Romanya ve İngiltere’de yapılan kanser araştırmalarında, fareler üzerindeki denemelerden, bazı kanser türleri için umut verici sonuçlar alındığı belirtilmektedir. Ancak, dünyada üretilen safran miktarı, yapılan araştırmalar için yeterli değildir. Buna karşılık, çok pahalı bir madde olması nedeniyle, hem araştırma yapılmasını sınırlamakta hem de araştırma giderlerini çok arttırmaktadır. Bu nedenle, safranın seralarda yıl boyunca üretimi için de araştırmalar yapılmaktadır.
Safranın tıp ve gıda sanayindeki önemine karşılık boya sanayindeki önemi giderek azalmaktadır. Safran, geçmişte boyama işlerinde, kumaş ve halı ipliklerinin boyanmasında geniş olarak kullanılmıştır. Ancak boyama gücü çok yüksek olmasına ve hoşa giden parlak sarı renk vermesine rağmen (kendi ağırlığının 100 bin katını boyayabilir), pahalı bir madde olması nedeni ile bugün boyama amaçlı kullanımı çok azalmıştır. Sentetik boyalar çok daha ucuz olduğundan safranın yerini almıştır.
İran, en fazla safran üreten ülkedir
Dünya’da safran üretim miktarı ile ilgili net rakamlar yoktur. Tek bilinen Kuzey yarıkürede tropikal ve subtropikal iklim bölgelerinde yayılış gösterdiğidir. Safran bugün dünyada İran, İspanya, Çin, Hindistan (Keşmir), Yunanistan, Fas, Nepal, Avustralya, Yeni Zelanda, Mısır, Meksika ve İtalya gibi ülkelerde yetiştirilmektedir. Son elli yılda dünya safran tarımı ve ticaretinde çok önemli değişimler olmuştur. 1930’da 120 ton üretimle dünyada rakipsiz ülke olan İspanya’nın üretimi 1970’te 60 tona düşmesine rağmen, yine lider ülkeydi. Bugün ise birim alandan en fazla (1,4 kg/da) verim almasına rağmen, üretimi dramatik bir şekilde azalmış ve 2,3 tona düşmüştür. İran en önemli üretici ülke olup son yıllarda ekiliş ve üretimi artış gösteren tek ülke konumundadır. Son yıllarda ekim alanının 90 bin hektara kadar yükseldiği, üretiminin 300 tonu geçtiği belirtilmektedir. Dünya üretiminin %95’ten fazlası bu ülkeye aittir. Bu ülkeyi 3.200 ha ekim alanı ve 12,5 ton üretim ile Keşmir takip etmektedir. Yunanistan 1.750 hektar ekim alanı ve 7 ton üretim ile üçüncü sırada yer almaktadır.
Dünya safran ticaretinde İran %85 payla ilk sırada yer almaktadır. Yani İran safran üretimi ve ticaretinde monopoldür. Bunu %10-11’lik payla İspanya takip etmektedir. İspanya, ham maddeyi büyük oranda İran’dan veya onun satış yaptığı ülkelerden alıp işlemektedir. Yıllık ticari hacmi 500 milyon dolardır. En önemli alıcı ülkeler Birleşik Arap Emirlikleri, İspanya, Suudi Arabistan, Hong Kong, Hindistan, Çin, İtalya, Almanya, Katar, İsveç’tir.
Dünya’da safran dikim alanı 100 bin hektarı geçmemektedir
Safrandan bir dekardan alınan verim yetiştirme şartlarına göre değişmekle birlikte dünya ortalaması olarak 0,5 kg/da’dan daha azdır. 80-120 bin adet, bazı kaynaklara göre 170-220 bin adet safran çiçeğinden yaklaşık 1 kg kuru tepecik elde edilir. Bu da takriben 100 kg yaş çiçeğe tekabül eder. Bir işçi günde 2,5-3,5 kg yaş çiçek toplar ve bir işçi saatte 50-60 g tepeciği çiçekten ayırabilir. Tüm bunlar safranın niçin en pahalı baharat olduğunu açıklamak için yeterlidir.
Dünya’daki safran dikim alanları toplam 100 bin hektarı geçmemektedir. Üretim de 250-300 ton kadardır. Ülkemizdeki üretim ise toplam 20-25 kg’ı geçmemektedir. Uluslararası pazarda safranın kilosu 20 bin dolar civarındadır. Ülkemizde de bu fiyat oldukça yüksektir ve 30 bin TL seviyesindedir. Fiyatının yüksek olmasına bağlı olarak safran yetiştiren ve ürününü ihraç eden ülkeler, önemli oranda döviz girdisine sahiptir. Ancak ekonomik anlamda bu denli önemli olan bitkinin üretimi, ülkemizde ne yazık ki hemen hemen yok denecek kadar gerilemiş durumdadır. Safran ağırlıklı olarak Karabük’ün Safranbolu ilçesinde ve köylerinde yetiştirilmektedir.
Kullanım alanları itibariyle dünyada safrana olan talep oldukça yüksektir. Dünya’daki talebin fazla oluşunun yanında, ekonomik değerinin de oldukça yüksek olması, safran tarımını önemli duruma getirmektedir. Ancak, Türkiye, tüm çalışmalara rağmen safran ekim alanlarının sınırlı olması nedeniyle, dünya safran ticaretindeki önemini kaybettiği gibi elde edilen ürün yurt içi tüketimi karşılayamadığından safran ithal etmek durumunda kalmaktadır ve yurt dışına para ödemektedir.
Tınlı ve killi topraklarda iyi yetişmektedir
Safran rüzgara karşı korunmuş güney yamaçlarda iyi yetişmektedir. Vejetasyon devresindeki serin havanın bitki gelişimini olumsuz yönde etkilediği de göz önüne alındığında safran yetiştirilecek alanların rüzgar duldasında kalmasına ve soğuk hava kütlelerini taşıyan rüzgarlara kapalı olmasına dikkat edilmelidir.
Safran kumlu, gevşek, taşsız, organik maddece zengin ve iyi drenajı toprakları seven bir bitkidir. Biraz kireçli, tınlı ve killi topraklarda da iyi yetişmektedir. Taban suyu yüksek olan topraklar safran için uygun değildir. Bu nedenle aşırı yağışlarda toprakta biriken suyun soğanları çürütmemesi için hafif meyilli tarlalar tercih edilmelidir.
Yurt genelinde safran üretim alanlarını genişletme çalışmaları yapılırken, bu ekolojik özelliklerin dikkate alınması, çalışmanın başarıya ulaşması açısından önemlidir.
En fazla tağşiş edilen bitkidir
Baharat bitkileri içerisinde en fazla hile yapılan, tağşiş edilen bitki safrandır. Özellikle toz safranda bu çok yaygın olarak görülür. Bunun başlıca nedenleri veriminin azlığı, fiyatının pahalı oluşu ve bunlara bağlı olarak ortaya çıkan aşırı kazanma hırsıdır. Maalesef bizde de tarih içerisinde bilerek veya bilmeyerek yapılan hile ve tağşişler safran tarımının yok olmasına sebep olmuştur.
Safranın içine aspir çiçeği katılması veya aspir çiçeklerinin safran diye satılması çok yaygındır. Çok kullanılmasından dolayı aspir çiçeğine yalancı safran da denir. Turistik bölgelerdeki baharatçılarda “Türk safranı” adı altında da satılmaktadır.
Gramı altına eşdeğer olması yetiştiriciliğini özendirmektedir
Safran günümüzde sadece Safranbolu’da yetiştiriciliği yapılan bir bitkidir. Geçmişte önemli ihraç maddelerimizden olan ve ülke ekonomisine destek veren safran üretimi günümüzde giderek gerilemiş ve neredeyse yok denecek seviye inmiştir. Bu durum artık safrana gerektiği gibi önem vermediğimiz ve dünya safran ticaretindeki payımızın yok olduğu anlamına gelmektedir.
Son yıllarda üretimi yapılmak istenen bitkilerin başında safran gelmektedir. Bunun da en önemli sebebi medyada çıkan ‘gramı altına eş değer baharat’, ‘en kârlı ürün’ vb. eksik veya yanlış haberler ve bilgilendirmelerdir. Bu üretim çalışmaları oldukça dağınık bir görünüm arz etmekte ve herkes ürettiğini satamamaktan şikâyet etmektedir. Daha ortada hiçbir şey yokken ürün pazarlamasında önemli aksaklıklar ortaya çıkmaktadır. İşin en doğrusu safranın kaldığı yerden yani Safranbolu’dan ayağa kaldırılmasıdır. Bu sağlanırsa diğer yöreler için de bir pazar oluşturulabilir.
Safranın diğer kullanım alanı ise süs bitkisi olarak değerlendirilmesidir. Çok sayıda soğan bir arada dikildiğinde etkisi çok mükemmeldir. Safran bitkisinin yaprakları da hayvan yemi olarak değerlendirilebilir.
Kaynaklar
Farklı Söküm Süresi ve Dikim Derinliğinin Safran (Crocus sativus L.) Bitkisinin Gelişimine ve Bazı Tarımsal Özelliklerinin Üzerine Etkisi, Mehmet Uğur YILDIRIM, Hasan ASİL, Ercüment O. SARIHAN, Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi, 2017.
TEHDİT VE TEHLİKE ALTINDA BİR KÜLTÜR BİTKİSİ: SAFRAN (Crocus sativus L.), Ülkü ESER ÜNALDI, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. Safran Üzerine Düşünceler, Prof. Dr. Neşet Arslan, TÜRKTOB.