Tarım ürünlerinin modern ve sağlıklı koşullarda depolanmasını sağlayan lisanslı depoculuk kapasitesi geçen yıl yüzde 26 artarken, lisans işlemlerinin tamamlanmasıyla bu kapasitenin 15,6 milyon tona ulaşması bekleniyor.
Tarım ürünlerinin modern ve sağlıklı koşullarda depolanmasını sağlayan lisanslı depoculuk kapasitesi geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 26 artışla 8,3 milyon tona çıkarken kuruluş izni verilen depoların lisans alması durumunda toplam kapasite 15,6 milyon tona ulaşacak.
Lisanslı depoculuk sistemiyle uzun süreli depolanabilen hububat, baklagiller, yağlı tohumlar, pamuk, fındık, zeytin, kuru kayısı ve Antep fıstığı gibi ürünlerin muhafazası ve ticareti sağlanıyor.
Sistemde, tarım ürünlerinin sınıf ve kaliteleri yetkili sınıflandırıcı laboratuvarlarca belirleniyor ve bu ürünler modern altyapıya sahip lisanslı depolarda korunuyor. Bu ürünlerin ticareti, ürünün mülkiyetini temsilen lisanslı depo işletmesince düzenlenen elektronik ürün senetleri vasıtasıyla Türkiye Ürün İhtisas Borsası’nda yapılıyor.
Ticaret Bakanlığı verilerine göre, 2021 yılı sonu itibarıyla 256 şirkete lisanslı depo işletmesi kuruluş izni verilirken bunlardan 159’u Bakanlıktan lisans alarak faaliyetine başladı. Böylece, geçen yıl aktif lisanslı depo sayısına, bir önceki yıla kıyasla 33 yeni tesis eklenmiş oldu. Faaliyete geçen 159 lisanslı depo işletmesine ait Adana, Adıyaman, Afyonkarahisar, Aksaray, Amasya, Ankara, Aydın, Balıkesir, Batman, Bursa, Çanakkale, Çorum, Diyarbakır, Edirne, Elazığ, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Giresun, Hatay, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Karaman, Kayseri, Kırıkkale, Kırklareli, Kırşehir, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Nevşehir, Sakarya, Siirt, Sivas, Şanlıurfa, Tekirdağ ve Yozgat’ta yer alan 226 tesiste lisanslı depoculuk faaliyetleri yürütülüyor.
Türkiye’de 2021 yılı sonu itibarıyla lisanslı depo kapasitesi hububat alanında 8 milyon 236 bin 992 tona, pamukta 53 bin 500 tona, zeytinde 13 bin 500 tona, fındıkta 11 bin 600 tona, kuru kayısıda 5 bin tona, Antep fıstığında 4 bin tona çıktı.
2020 yılı sonunda 7 milyon ton olan lisanslı depo kapasitesi geçen yıl sonunda 8 milyon 324 bin 592 tona ulaştı. Lisanslı depoculuk sistemi 2021 yılında hızlı gelişme gösterirken faaliyetteki lisanslı depo işletme sayısında yüzde 26,1, lisanslı depo kapasitesinde yüzde 18,9 artış sağlandı.
Kuruluş izni verilmiş 256 şirketin tamamının lisans alması durumunda ulaşılması öngörülen toplam kapasite ise 15 milyon 606 bin 115 ton olarak belirlendi.
Bakanlıkça elektronik kayıt kuruluşu olarak yetkilendirilen Merkezi Kayıt Kuruluşunun kurduğu sistem üzerinden lisanslı depo işletmeleri tarafından elektronik ürün senetleri oluşturuluyor. Elektronik ürün senetlerine ilişkin tüm işlemler kuruluş nezdinde elektronik ortamda yapılıyor. 2021 yılında 6 milyon 729 bin 88 tonluk elektronik ürün senedi alım satıma konu edilirken elektronik ürün senedi işlem hacmi 18 milyar 502 milyon 981 bin 283 lira olarak gerçekleşti.
“Gıda güvenliği açısından büyük önem taşıyor
Tarım Ürünleri Lisanslı Depo ve Yetkili Sınıflandırıcı Şirketleri Derneği (LİDASDER) Başkanı Serdar Genç, AA muhabirine, lisanslı depoculuk sisteminin çiftçi için büyük önem taşıdığını, hasat döneminde depo ve nakit ihtiyacını karşıladığını söyledi. Genç, “Hasat yapan çiftçi ürünü satmak için uğraşmıyor, lisanslı depoculuğun sağladığı nakliye, analiz, stopaj ve depo kira desteğinden yararlanarak ürününü lisanslı depoya bırakıyor, isterse Türkiye Ürün İhtisas Borsası üzerinden anında satıyor ve parasını alıyor. Satmak istemezse sıfır faizli kredi kullanarak ürününü bekletebiliyor ve istediği tarihte o günkü fiyatlarla satabiliyor.” dedi.
Son yıllarda yaşanan iklim değişiklikleri, salgın, savaş gibi küresel sorunların gıda güvenliğinin önemini daha da ortaya çıkardığını belirten Genç, şunları kaydetti:
“Ülkelerin tarımsal üretimlerinde kendine yeterliliği ve olağanüstü durumlarda dışa bağımlı olmaksızın halkın ihtiyaçlarını belirli bir süre karşılayacak kadar ürünün depolarında olması büyük önem taşıyor. Bu bakımdan uzun süre depolama imkanı sağlayan lisanslı depoculuk söz konusu riskleri minimize edecek bir araç olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca lisanslı depolarda stoklanan ürünlerin yetkili sınıflandırıcılar tarafından analiz edilerek sınıf ve standartlarının belirlenip sağlıklı depolarda sigortalı olarak muhafaza edilmesi de hem kalite hem de fiziki güvenlik açısından önem arz ediyor.”
Genç, sistemin daha da gelişmesi için önerilerde bulunarak, “Depolanan ürünlerin doğasından kaynaklanan fire miktarlarının karşılanması yönünde uygulama yönetmelikleri yürürlüğe konulmalı. Lisanslı depoların gelirleri doğrudan depolanan miktar ve depoda kalma süresine bağlı olduğundan üreticilere verilen depo kira desteklerin artırılarak lisanslı depolarda ürün tutmaları sağlanmalı.” diye konuştu.