- Üniversite eğitimim sırasında aklımda hep tarım sektörüne girmek ve ticaret yapmak vardı. Hiçbir birikimim, sermayem yoktu, tek güvencem gençliğim ve bilgim oldu. Çok arazi gezdim, çok çiftçi kardeşimin sorununu çözdüm ve herkes tarafından tanınır bir konuma geldim. Atalarımdan bana kalan hiçbir mülkiyet yoktu. Bayiliğin yanında tarımsal üretim yapmaya da karar verdim ve tarımdan kazandığımı tarıma yatırmaya karar verdim. Elime geçen tüm parayla araziler aldım ve üretime başladım. Üretimde de başarıyı yakalayınca Erdemli’ye kendi dükkanımı yaptım ve hala burada Türk tarımına, bölge çiftçisine katkıda bulunmaya devam ediyorum.
- Tarım sektöründe yaşanan sıkıntıların en büyük nedeni tarım politikasının olmamasıdır. Maalesef Tarım Bakanları mesleğin içinden gelmemiş kişilerden seçiliyor. Bir kişi ziraat mühendisi değilse, limon bahçesine, buğday tarlasına girmemişse bundan Tarım Bakanı olmaz. Ne yazık ki ülkemizde oluyor. Bu sadece Ak Parti dönemine özgü bir şey değildir. Geçmiş 50 yıla baktığımızda Ziraat Mühendisi olan Tarım Bakanı sayısı en fazla 3’tür. Tarımı bilmeyen Tarım Bakanı olur ise tarım politikası geliştirilemez.
- Bizim Avrupa pazarına girme şansımız yok. Örneğin, İspanya’da domates fuarına gitmiştim. Öyle güzel bir kooperatif sistemi kurmuşlar ki, üretici domatesi getiriyor, başka hiçbir şeye karışmıyor. Tüm pazarlamayı kooperatif yapıyor. Biz de kooperatif sistemi çalışmıyor, çalıştıramıyoruz. Açık konuşmak gerekirse bizim kooperatifçilik sisteminde dolandırıcılık olayları çok yaşanıyor. Avrupa pazarına girmemizin tek yolu kooperatifçilik anlayışımızı değiştirmemizden geçiyor.
Türk tarım sektörünün duayen isimlerindendir Sayın Mehmet Kökdemir. Tecrübesi, bilgisi, samimiyeti ve yatırımları ile sektörün referanslarından biri olan Sayın Kökdemir, ilk günkü heyecanla tarıma katma değer üretmeye devam ediyor. Kaliteli üretim ve ilkeli hizmeti iş yaşamı boyunca hep önemseyen Sayın Kökdemir, çalışma enerjisiyle de genç Ziraat Mühendislerine örnek oluyor. Tarım sektöründe doğru bilgi alınacak sayılı iş insanlarından olan Öz Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Mehmet Kökdemir’i bu ayki sayımıza konuk ettik.
Sayın Mehmet Kökdemir’in tarıma sevdası küçük yaşta başlamış. Şuan tarım denince akla gelen ilk isimlerden biri olan Sayın Kökdemir, Orta ve Lise eğitimini Ziraat Okullarında tamamlamış. Ankara Üniversitesi’nde Ticaret eğitimini tamamlayan Sayın Kökdemir, Denizli’de 4 yıl memurluk görevinde bulunmuş. Hiç düşünmediği memurluktan askerlik görevi sonrasında istifa eden Sayın Kökdemir, çok istediği tarım sektörüne adım atmış. Sayın Kökdemir, bu süreci ve Öz Tarım’ın kuruluşunu şöyle anlatıyor: “Üniversite eğitimim sırasında aklımda hep tarım sektörüne girmek ve ticaret yapmak vardı. Eğitim hayatımı tamamladıktan sonra hiç istemediğim memurluk görevine başladım, ancak askerlik görevimin ardından istifa ederek bir arkadaşımla Zirai İlaç, Gübre ve Tohum bayisi açtık. Küçük bir dükkandı, toplasan 20 metrekare bile gelmezdi. 5 yıllık ortaklığın ardından arkadaşım bıraktı ve tek başıma yürütmeye başladım. Tabi zorlu bir süreçti. Hiçbir birikimim, sermayem yoktu, tek güvencem gençliğim ve bilgim oldu. Çok arazi gezdim, çok çiftçi kardeşimin sorununu çözdüm ve herkes tarafından tanınır bir konuma geldim. Atalarımdan bana kalan hiçbir mülkiyet yoktu. Bayiliğin yanında tarımsal üretim yapmaya da karar verdim ve tarımdan kazandığımı tarıma yatırmaya karar verdim. Elime geçen tüm parayla araziler aldım ve üretime başladım. Üretimde de başarıyı yakalayınca Erdemli’ye kendi dükkanımı yaptım ve hala burada Türk tarımına, bölge çiftçisine katkıda bulunmaya devam ediyorum. Her gün sabah 7 buçukta dükkanımda olurum, bu hiç şaşmaz. Elemanlarım benden sonra dükkana gelirler, benden önce çıkarlar.”
Tarım sektöründe yaşanan sıkıntıların en büyük nedeni tarım politikasının olmamasıdır Sayın Mehmet Kökdemir, tarım sektöründe yakaladığı başarıyı siyaset sahnesinde de sergilemiş. Anavatan Partisi ile girdiği siyaset yaşamına Ak Parti ile devam eden Sayın Kökdemir, tarım sektöründe yaşanan sıkıntıları büyük bir cesaretle dile getiriyor: “Tarım sektöründe yaşanan sıkıntıların en büyük nedeni tarım politikasının olmamasıdır. Maalesef Tarım Bakanları mesleğin içinden gelmemiş kişilerden seçiliyor. Bir kişi ziraat mühendisi değilse, limon bahçesine, buğday tarlasına girmemişse bundan Tarım Bakanı olmaz. Ne yazık ki ülkemizde oluyor. Bu sadece Ak Parti dönemine özgü bir şey değildir. Geçmiş 50 yıla baktığımızda Ziraat Mühendisi olan Tarım Bakanı sayısı en fazla 3’tür. Tarımı bilmeyen Tarım Bakanı olur ise tarım politikası geliştirilemez. Bunun yanında Ziraat Mühendisliği mesleğine değer verilmiyor. Baktığımızda herkes gübre bayisi açabiliyor. Bu çok yanlış, gübre, ilaç, tohum bayiliğini tarımı bilen, tarımın içinden gelen Ziraat Mühendisleri açmalıdır, parası olanlar değil. Ziraat Mühendisleri de bu konuda örgütlenmeli ve haklarını aramalıdır. Son dönemde güzel bir işe imza atıldı, karekod barkod sistemi. Çoğu kişi bundan rahatsız ama ben başarılı bir çalışma olarak görüyorum. Devlet tam olmasa da tarımı yine destekliyor. Gübrede KDV 0, tarım ilaçlarında %10. Bu çiftçi için önemli bir destektir. Hep eleştirerek bir yere varamayız, biraz da kendimizi eleştirmemiz gerekiyor. Mesela kalıntı sorununun aşılamamasında en büyük neden çiftçilerdir. Daha dikkatli olsalar rezidü sorunu anında aşılır.”
Avrupa pazarına girme şansımız yok
Sayın Kökdemir, entelektüel kimliğiyle de fark yaratan bir isim. Dünya’da 60 ülke gezen, Avrupa’da da hemen her yere giden Sayın Kökdemir, ihracatta Rusya dışında önemli bir pazarımız olmaması konusunda kooperatifçilik eksikliğine parmak basıyor. Sayın Kökdemir, şunları söylüyor: “Bizim Avrupa pazarına girme şansımız yok. Örneğin, İspanya’da domates fuarına gitmiştim. Öyle güzel bir kooperatif sistemi kurmuşlar ki, üretici domatesi getiriyor, başka hiçbir şeye karışmıyor. Tüm pazarlamayı kooperatif yapıyor. Biz de kooperatif sistemi çalışmıyor, çalıştıramıyoruz. Açık konuşmak gerekirse bizim kooperatifçilik sisteminde dolandırıcılık olayları çok yaşanıyor. Arjantin’de tarımsal sanayinin çok geliştiğine şahit oldum. Biz de tarımsal sanayinin zayıf olduğunu düşünüyorum. Bölgemizde meyvecilik yapılıyor, bir tane meyve suyu fabrikası yok. Avrupa pazarına girmemizin tek yolu kooperatifçilik anlayışımızı değiştirmemizden geçiyor.”
Herkes ilaç bayisi açma derdinde
43 yıldır Zirai İlaç, Gübre ve Tohum Bayisi olarak Türk tarımına hizmet veren Sayın Kökdemir, son yıllarda çok sayıda Zirai İlaç, Gübre ve Tohum bayisi açılmasından oldukça rahatsız. Ziraat Mühendisliği mesleğinin gözde meslek olmaktan çıktığını ifade eden Sayın Kökdemir, “Geçmiş yıllarda mesleğimiz çok kıymetliydi. Şu an yeni mezun bir Ziraat Mühendisi olsam ilaç bayiliği yapmam. Herkes ilaç bayisi açma derdinde. Emin olun, kendi arazilerim olmasa dükkânı kapatıp emekliye ayrılacağım. Bayiler arasında ilginç bir şekilde rekabet başladı. Fiyat politikası oluşmaması tüm bayi arkadaşlara zarar veriyor. 43 yıllık ticaret hayatımda daha bir tane çiftçiyi icraya vermedim. Şimdi bakıyorum, yeni bayi arkadaşlar hemen icra kanalını tercih ediyor. Çiftçinin o andaki derdini, ruh halini anlayamıyorlar” şeklinde konuşuyor.
SUMI AGRO çok kaliteli ve üstün nitelikli ürünlere sahip bir firma SUMI AGRO firmasını çok sevdiğini dile getiren Sayın Mehmet Kökdemir, uzun yıllara dayalı bir iş ortaklıkları bulunduğunu kaydediyor. Bu kıymetli iş ortaklığının daha da süreceğine vurgu yapan Sayın Kökdemir, “SUMI AGRO, Mospilan 20 SP, Admiral 10 EC, Kanemite gibi çok kaliteli ve üstün nitelikli ürünlere sahip bir firma. Tüm ürün gruplarının Türkiye’de bir numara olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. SUMI AGRO denince akla aile, çözüm, güven ve kalite gelir. Başta İrfan Bey olmak üzere tüm çalışanlarına verdikleri yoğun emek için teşekkür ederim” diyerek sözlerini noktalıyor.