1989 yılının Aralık ayında Barut Ticaret’i kurdum ve çok çalıştım, çok arazi gezdim. Özellikle pamukta ve sonrasında narenciyede çoğu çiftçinin umudu oldum. Pazar günleri bile çiftçilerin sorunlarını çözdüm. Her gelenle ilgilendim. Bayiliğe çok çabuk adapte oldum, çiftçilerimiz de bizi çabuk kabullendi, herkesi kapıda karşıladım, kapıya kadar uğurladım.
Ziraat Mühendisliği ile eş zamanlı olarak siyaseti de yürüttüm. 2018 yılında Allah bize milletvekilliği nasip etti. Bugün Delta Tarım ve Barut Ticaret’in başında çok duramasam da çalışma arkadaşlarım benden devraldıkları bayrağı başarıyla yürütüyorlar. Yalnız Adana’da olduğum her gün bayiye gelir, değerli çiftçi kardeşlerimle görüşürüm. Milletvekilliği onurlu bir makamdır. Bu onurlu görev ile mesleğimi eş zamanlı yürütüyorum.
O’nu Türkiye, siyasi hayatıyla tanıdı, ancak tarım sektörü 30 yılı aşkın süredir efsane başarılarıyla tanıyor. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Sayın Ayhan Barut, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bulunan sayılı Ziraat Mühendislerinden. Meclis kürsüsünde, Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunda, basın yayın organlarında, sosyal medyada tarım sektörünün sorunlarını üzerine basa basa anlatan ve çözümler sunan Sayın Ayhan Barut, Türkiye sevdalısı, tarım sevdalısı, toprak aşığı bir isim. Çocukluğundan buyana tarımdan hiç kopmayan, sektörü bir adım ileriye taşımak için başarılı çalışmalara imza atan Sayın Ayhan Barut’u bu ay dergimize konuk ettik.
Sayın Ayhan Barut’un tarıma olan sevdasını daha ilk konuşmada anlıyorsunuz. Kendisi de bunu, “Sevmediğin hiçbir işte başarılı olamazsın” sözleriyle açıklıyor. Hayat felsefesi, “Ne iş yapıyorsan en iyisini yap” olan Sayın Barut, “Ben her işi severek yaptığım için bu konuma gelene kadar başarılı oldum” diyor. Sayın Barut, “Tarımı çok sevdim, hep ön planda tuttum ve tarım sayesinde çok iyi yerlere geldim. Ziraat Mühendisliği gibi kutsal bir mesleği çok iyi yaptım, ticareti çok iyi yaptım, Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanlığı görevini çok iyi yaptım, partimin İlçe ve İl Başkanlık görevlerini başarıyla yürüttüm. Halen yaptığım bu tüm görevlerde göstermiş olduğum faaliyetlerim konuşulur. Efsane başarılara imza attım” şeklinde konuşuyor.
“Çok çalıştım, çok arazi gezdim”
Çiftçi bir ailenin çocuğu olan Sayın Ayhan Barut, Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi mezunu. Ziraat Mühendisliği hayatı boyunca çiftçilerin hayatına değer katan Sayın Barut, o yılları şöyle anlatıyor: “Adana İlinin Karataş İlçesine bağlı Helvacı köyündenim. Çiftçi ailenin çocuğuyum. 11 Eylül 1964 doğumluyum. İlköğrenimimi köyde tamamladıktan sonra, orta, lise ve lisans eğitimimi Adana’da bitirdim. 1987 yılında Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesinden mezun oldum. Çiftçi ailenin çocuğu olmam ve tarımı çok sevmem sebebiyle üniversite eğitimimin ikinci yılında çalışmaya başladım. O yıllarda beyaz sinek zararlısı, pamuğun belalısıydı. Çiftçilerimiz neredeyse ürün kaldıramıyordu. O dönemdeki mevcut aktifler çözüm üretmiyordu. Temik adlı ilaç piyasaya girdi ve bende daha öğrenciyken bu ilacı üreticilere kullandırttım. Bu çalışmalar bana sahayı, çiftçileri, aktifleri tanımamda büyük fayda sağladı. Ziraat Fakültesine birinci ya da ikinci sırada girdim. Mezun olduktan sonra asteğmen olarak Şırnak’ta askerlik görevimi yerine getirdim ve Adana’ya döndüm. Şuan olduğu gibi o yıllarda da işsizlik büyük bir sorundu ülkede. Özellikle ziraat mühendisliğinde işsizlik bir dönem pik yapmıştı. Hatta 90’lı yılların ortalarında İşsiz Ziraat Mühendisleri Derneği kurulmuştu. Çünkü çok sayıda Ziraat Fakültesi açılmıştı ve eğitim-öğretimde plansızlık vardı. Ben çiftçiliği bilmemden ve üniversite yıllarımda iş hayatına atılmam sebebiyle edindiğim tecrübe iş bulmamı kolaylaştırdı. Bölgemizin, Orta Doğu’nun, Balkanların en büyük entegre tesisi (şu an yerinde yeller esiyor) Çukobirlik’te işe başlayacaktım. Bu arada birkaç arkadaşımla farklı sektörde iş kurmaya karar verdik. Bu düşüncemi rahmetli babama ilettiğimde kabul etmedi, hem ortaklık hem de farklı sektöre yönelmemi istemiyordu. Türkiye’nin sayılı Ziraat Fakültelerinden olan Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden edindiğim teorik bilgiler ve sahada çalışmam neticesinde Zirai İlaç, Gübre ve Tohum Bayiliğine girmeye karar verdik. Bayiyi açtıktan sonra rahmetli babamla yine Çukobirlik’e gittik, orada çalışmamı istiyordu. Orada akrabamız olan bir müdür vardı, bana “Ne yapacaksın memurluğu, ne uzar ne kısalırsın, git kendi işini yap” dedi. Böylece 89 yılının Aralık ayında Barut Ticaret’i kurdum ve çok çalıştım, çok arazi gezdim. Özellikle pamukta ve sonrasında narenciyede çoğu çiftçinin umudu oldum. Pazar günleri bile çiftçilerin sorunlarını çözdüm. Her gelenle ilgilendim. Bayiliğe çok çabuk adapte oldum, çiftçilerimiz bizi kabullendi, herkesi kapıda karşıladım, kapıya kadar uğurladım. 1996 yılına geldiğimizde büyüdük, ama bu yolda çok maddi zayiatta verdim. Mizacımda hiçbir zaman çiftçiyi icra vermek olmadı. Borçların üzerini çok çizdim.”
“Tarım üstü açık fabrikadır, gereken değer, önem, destek verilmelidir”
Sayın Ayhan Barut, tarımda imza attığı başarılı çalışmalar neticesinde çevresinin sevilen ve sayılan isimlerinden olmuş. Barut Ticaret’i büyüttükten sonra toptancılığa başlayan Sayın Barut, Delta Tarım’ı kuruyor. Sayın Barut, bu süreç ile ilgili şunları söylüyor: “Çevremizin bizi sevmesi, kabullenmesi sayesinde oturduğumuz yerden toptancı olduk ve Delta Tarım’ı kurdum. O yıllarda tonlarca ürünü telefonla sattım diğer bayi arkadaşlarıma. 1999 yılında dönemin koalisyon hükümeti, toptan ve perakendeciliği ayırdı. Delta Tarım’ı o dönemde daha aktif hale getirdim. Süreç içerinde Delta Tarım ile Barut Ticaret, eş zamanlı birlikte büyüdüler ama prosedür anlamında ayırmıştım. Türkiye, 1994 yılında 5 Nisan krizini yaşadı, ancak bu kriz tarım camiası açısından bir kazanç oldu. Sezonun başlangıcında kriz yaşandığı için herkes ilacını, gübresini, tohumunu almıştı, ürünlerin zamlanmasından tarım sektörü etkilenmedi. Fakat günümüzdeki krizlerde dolar hareketliliği sebebiyle her sektörden daha fazla tarım sektörü olumsuz etkilendi. Hatalı politikalar nedeniyle tarım camiasının geriye doğru gittiğini söyleyebilirim. Biz toptancılar, bayiler olarak firmalardan ürünü TL üzerinden alıyoruz, ancak firmalar Euro ve Dolar bazında ürünleri getiriyor. Hal böyle olunca tarımda kullanılan ilaç, gübre ve tohum fiyatları ikiye hatta üçe katlanıyor. Bu da normal vatandaşın, ununa, yağına, ekmeğine, meyvesine, sebzesine yansıyor. Tarım üstü açık fabrikadır, gereken değer, önem, destek verilmelidir. Ben tarımı bir binaya benzetiyorum, binanın zemini çok kaygan, temel atmaya uygun değil. Ama üste saray inşa etmişiz. Üstte firmalar, orta kat bayiler, alt katta çiftçiler. Çiftçi kazanamaz ödeyemez ise bayi mağdur oluyor, bayi ödeyemeyince firmalar sattığı ürünün parasını alamıyor. Bu bir zincir, her şey kıymetli çiftçilere bağlı. Hak ettikleri değeri görüyorlar mı derseniz, maalesef görmüyorlar. Geçmişte çiftçilere çok önem verilirdi, günümüzde hiçbir önem, değer verilmiyor.”
“Milletvekilliği onurlu bir görev”
Sayın Ayhan Barut, Ziraat Mühendisliği mesleğinin yanı sıra siyasette de aktif rol oynamış. Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanlığını görevini yapan Sayın Barut, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ilçe ve il başkanlıkları görevlerini başarıyla yerine getirmiş. 30 yılı aşkın süredir tarım sektörüne katma değer sağlayan Sayın Barut, şimdi de milletvekilliği gibi önemli bir makamda Türkiye’ye hizmet ediyor. Parti ayrımı yapmadan her gelen vatandaşın sorunuyla ilgilenen Sayın Barut, bu yoğun temposu hakkında şu bilgileri veriyor: “Sektörde 33 senem bitti, çok kriz göre göre bu hale geldik ve dayanıklı olduk. Krizle nasıl baş ediliri uygulayarak öğrenmiş olduk. 33 yıllık iş hayatımız sonrasında bugün yanımda 16 kişi çalışmaktadır. 1994-96 yılında ZMO 2. Başkanlığı görevini yaptım. 2000-2008 yılları arasında şube başkanlığını yürüttüm. Yani mesleğin her alanında bulundum. 2008-2010 yılları arasında ZMO’nun Onur Kurulu Üyeliğini yaptım. Eş zamanlı olarak siyaseti de yürüttüm. Karataş ilçemizde 5 yıl ilçe yönetim kurulunda bulundum, Çukurova’da ilçe başkanlığı ve 2 dönem de İl Başkanlığı görevim oldu. 2018’de de Allah bize milletvekilliği nasip etti. Bugün Delta Tarım ve Barut Ticaret’in başında çok duramasam da çalışma arkadaşlarım benden devraldıkları bayrağı başarıyla yürütüyorlar. Yalnız Adana’da olduğum her gün bayiye gelir, değerli çiftçi kardeşlerimle görüşürüm. Milletvekilliği onurlu bir makamdır. Bu onurlu görev ile mesleğimi eş zamanlı yürütüyorum. İş yerimi milletvekili oldum diye kapatmadım, başarılı bir şekilde devam ediyor. Çiftçilikte, iş hayatımda, oda görevlerimde nasıl başarılı olduysam, halkımızın takdiriyle milletvekilliği görevini de başarıyla yürütüyorum. Kısmetse bir dönem daha milletvekili olarak görev yapmak isterim. Siyasi hayatım kaç yıl sürerse sürsün, burası hiçbir zaman kapanmayacak ve hep faal olacak. Ekonomi çok önemli, ülkeye her zaman katma değer sağlayacağız.”
“Unutulmamalıdır, tarımın devamlılığı gençlere bağlı”
Tarım sektörünün sorunlarını çok iyi biliyor Sayın Ayhan Barut. Sorunların çözümü noktasında değerli fikirleri olan Sayın Barut, sorunları ve çözüm önerilerini şöyle sıralıyor: “Tarımdaki sorunları anlatmaya kalksam saatler sürer. ZMO Başkanlığı sürecimden itibaren tarımdaki sorunları çok iyi biliyorum. Bu sorunları dile getirmek için TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu üyesi oldum. Meclis kürsüsünden sorunlara çok kez parmak bastım. Oda başkanlığı yıllarımda sorunları tespit eder, çözüm önerilerini sunardık. Siyasi erk de bu çözüm önerilerini değerlendirir, ona göre çalışma yapardı. Parti olarak TBMM’de sorunları söylüyor, çözüm önerileri de sunuyoruz. Çiftçi kulaktan dolma bilgilerle hala ekim, dikim yapıyor. Bir sene karpuz para ediyor, ertesi yıl çiftçi karpuza yöneliyor. Arz fazlası olunca da karpuz tarlada kalıyor. Pamuk, patates, soğan, limon ve daha birçok üründe durum böyle. Hem çiftçinin tarımsal üretimden hak ettiği geliri elde etmesi hem de tüketicinin mağdur olmaması için ekim ve dikimin planlaması gerekmektedir. Şu anda genç çiftçi yok, çiftçi çocukları köylerini terk ediyor. Sebep, üretimden para kazanamamak. Üretimde olması gereken gençlerimiz şehirlere geliyor, kalitesiz iş gücüne yöneliyor. Gençleri köyde tutacak sosyal donatılar, gençleri çiftçiliğe yönlendirecek destekler verilmelidir. Unutulmamalıdır, tarımın devamlılığı gençlere bağlı.
“Siyaset, iş hayatından daha zor”
Sayın Ayhan Barut’a, “Siyaset mi, iş hayatı mı daha zor?” diye sordum. Sayın Barut, bu soruyu şöyle cevapladı: “Siyaset, iş hayatından daha zor. İş hayatı da zor, bir çek ödeyemediğinde büyük sıkıntı yaşarsın, iniş çıkış olur, ancak siyaset çok kaygan zemin. Siyasette bir yere gelmek için çok meşakkatten geçiyorsun. Siyasi hayatta bir terim vardır, dağcı ve paraşütçü diye. Paraşütçüler siyasete gelirken tepeden inme gelirler ve bunlar tabanda kabul görmezler. Ama dağcılar tırmana tırmana zirveye ulaşıyor. Dağcıların siyasette kıymeti daha fazla. Emeğiyle, çabasıyla, halk için bir şeyler yaparak geldikleri için. Siyasette gerilim çok fazla. Siyasetin malzemesi insan. Siyaset asla boşluk, hata kabul etmez. Yerin boşaldığında anında dolar. Biz zoru kolaya çevirmeyi bilen mücadeleci insanlar olduğumuz için siyasetimizi de başarıyla yürütüyoruz. Siyasette iş bitiren ve pozitif insan olman lazım. Hiçbir zaman partili ayrımı yapmadık ve herkesin sorununa çözüm bulduk.”
harmanTIME olarak, bu güzel röportaj için Sayın Ayhan Barut’a çok teşekkür ederiz.