Kıymetli Tarım Sevdalıları,
2024 yılının ilk sayısıyla yeniden sizlerle buluşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Yeni yılın siz değerli okurlarımıza ve sektör paydaşlarına; sağlık, huzur, mutluluk, başarı ve bol kazanç getirmesini temenni ediyor, sorunların çözüme ulaştığı, tarımsal kalkınmanın sağlandığı bir yıl diliyorum…
Geçtiğimiz yıl tarım sektörü açısından çok parlak geçmedi. Zorlu bir yılı geride bırakan sektörümüz, özellikle maliyet artışlarından oldukça etkilendi. Dünya ham madde fiyatlarındaki yükselişler ilaç ve gübrede fiyat artışlarına neden olurken, yine tarımın önemli bir girdisi olan mazotta yükselen fiyatlar üreticilerin belini büktü. 6 Şubatta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle sektörümüz ilk çeyrekte daralırken, ikinci ve üçüncü çeyrekte az da olsa büyüme kat etti. Özellikle hububat grubunda yağışların ve kuraklık toleranslı çeşitlerin ekimiyle yüksek rekoltelere ulaşılırken, mısır, pamuk, ayçiçeği, narenciye, mercimek vb. üreticileri mutlu etmedi. Açıklanan mısır fiyatı sektörde hayal kırıklığı yaratırken, birçok üründe çiftçi zarar etti. 2023 yılında güçlü bir büyüme sergileyemeyen tarım sektörünün yeni yılda Sayın İbrahim Yumaklı önderliğinde toparlanmasını ümit ediyor, tüm sektör paydaşlarının kazandığı bir yıl geçirmek için başarılı tarım politikalarını geliştireceklerinden şüphe duymuyorum.
Dünyada hızla artan nüfusa paralel olarak gıdaya, suya ve enerjiye olan ihtiyaç da sürekli artmaktadır. İklimsel değişikliklere ve artan kimyasal kullanımına bağlı olarak bitkisel üretimde stres faktörlerinin olumsuz etkileri, hastalık, zararlı ve yabancı ot zararlarındaki artış ve özellikle de kuraklığın önümüzdeki 20 yıllık süreçte verimde %20-25’lere varan ilave düşüşlere sebep olacağı öngörülmektedir. Gıda güvenliği, artan çevre duyarlılığı ve sürdürülebilir tarım açısından bitkisel üretimde kullanılan biyostimülantların Dünyadaki Pazar payının hızla arttığı, kimyasal gübre ve pestisitlere önemli bir alternatif olacağı belirtilmektedir. Başta ABD ve Brezilya olmak üzere Dünya tarımına yön veren ülkeler ve küresel ölçekte üretim yapan tarım işletmeleri bu değişime ayak uydurabilmek için planlamalar yapmakta ve yönetmeliklerini de buna göre güncellemektedirler. Gıda güvenliği ve sürdürülebilir tarım açısından da önem arz eden bu yeniliklere ayak uydurmak için ülkemizde de hiç vakit kaybetmeden gerekli düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. “Bitkisel Üretimde Yeni Eğilim: Biyostimülantlar” bu ayki kapak konumuz.
Buğday tarımında birim alandan yüksek verim alınması, uygun yetiştirme teknikleriyle toprak analizine dayalı üstten dengeli azotlu gübre uygulaması ve bilinçli olarak entegre yabancı ot mücadelesi yapılmasıyla mümkündür. Son yıllarda gerek dünyada ve gerekse ülkemizde buğday yetiştiriciliğinde geleneksel uygulamaların yanında Akıllı (hassas) tarım yönetim teknikleri de kullanılmaya başlanmıştır. Akıllı tarım sisteminde parsel bazlı her bir tarla için ayrı ayrı toplanan optimal bitki yetiştiriciliği için gerekli tüm verilerin bilgisayar ortamında analizi ile zamanında, konu uzmanlarınca yapılacak doğru teşhislerle bitkinin ihtiyacı kadar tarlada her birim alana değişen oranlarda gübreleme, toprağa sulama suyu verilmesi, uygun ilaçlarla sadece sorunun olduğu alana yapılan uygulamalar ve ürün tane kaybını en aza indiren hasat işlemleri gerçekleştirilir. Akıllı tarım yönetimi ile buğday yetiştiriciliğinde çok önemli olan yakıt, gübre, ilaç gibi maliyet unsurlarını oluşturan girdiler ve iş gücü konularında ekonomik ölçüde tasarruf edilerek birim alandan alınan verim ve kalite artışı sağlanır. “Akıllı Tarım Teknolojileri Kapsamında Buğdayda Azotlu Üst Gübreleme ve Yabancı Ot Mücadelesi”ni Sayın Dr. Sami Süzer kaleme aldı.
Türkiye’de yıllara göre biber üretim miktarı gittikçe artmaktadır. Üretim miktarı bakımından gruplandırıldığında; birinci sırada kapya biber, ikinci sırada sivri biber, üçüncü sırada dolma biber ve dördüncü sırada ise çarliston biber yer almaktadır. Bunun nedeni kapya tipi kırmızıbibere karşı tüketici talebinin artması ve kapya biberin endüstriyel potansiyelinin olmasıdır. Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verilerine göre ülkemizde 2022 yılında, 362.989 dekar alanda, 1.481.612 ton kapya biber üretimi yapılmıştır. 2005 yılında 685.000 ton olan üretim, 10 yılı aşkın sürede iki kattan fazla artış göstermiştir. Ekiminden hasadına kadar bin bir emek verilen kapya biberin en fazla yetiştiriciliği yapılan bölgemiz Akdeniz’dir. 463.614 tonluk üretimle Türkiye kapya biber üretiminin %31,2’sini karşılayan Akdeniz’i; 396.007 ton ile Batı Marmara, 192.488 ton ile Ege, 169.450 ton ile Güneydoğu Anadolu, 119.280 ton ile de Batı Karadeniz takip etmektedir. Her yıl ekim alanı genişleyen ve üreticinin yüzünü güldüren “KAPYA BİBER” raporu zengin içeriğimizde.
131. sayımızın içeriğinde birçok makale, güncel ve sektör haberleri, röportajlar ile infografikler olacak. Şubat sayısında görüşmek umuduyla; hepinize bereketli işler, huzur dolu, aydınlık günler dilerim…